Ünlü konuşmacı ve yazar Metin Hara, hepcanli.com’un YouTube stüdyosunda sunucu Melis Yaşar’ın sorularını yanıtladı. Kariyerinden bahseden Hara …
Ünlü konuşmacı ve yazar Metin Hara, hepcanli.com’un YouTube stüdyosunda sunucu Melis Yaşar’ın sorularını yanıtladı. Kariyerinden bahseden Hara, affetme meditasyonundan ve hakkında çıkan haberlerle ilgili samimi açıklamalar yaptı.
“BABAMIN KAZASINDAN SONRA FİZİK TEDAVİ BÖLÜMÜNÜ OKUDUM”
Kariyerinden bahseden Hara, “Babamın 2000 yılında geçirdiği trafik kazası sonrası fizik tedavi bölümünü okumaya başladım. Üniversiteden önce meditasyon üzerine çalışmalar yapıyordum. Fizik tedavi bölümünden sonra ikisini bir arada ilerlettim. Çocukluğumdan beri iyi bir insan olmaya çalışıyorum, hala da devam ettirmeye çalışıyorum. Dünyayı daha iyi bir yere getirmek isteyen bir insanım” dedi.
“AFFETMEK KARŞI TARAFI DEĞİL, KENDİNİ ÖZGÜR BIRAKMAKTIR”
Yaşar’ın “Bir insanı affetmek mümkün mü?” sorusu üzerine konuşan ünlü isim, sözlerine şöyle devam etti: “O insan ölse de, yaşasa da, görseniz de, görmeseniz de o insanı travma ile hatırlıyorsunuz. İnsan vefat ettikten sonra zihninizde yaşayabilir. Burada karşı tarafla ilgili değil sizinle ilgili bir kayıp var. Birçok insan hata yapabilir, benim de çok üzüldüğüm zamanlar oldu. Bunu herkes yaşamıştır. Bu yolculukta bunları sırtımızda taşıyarak ne kadar ileri gidebiliriz? Kalbimizin bu tarz bir yükü taşıyabilecek şekilde tasarlandığından emin değilim. İnsanlar ‘Yaptığı yanına mı kaldı?’ diyor ama yaptığı yanına kalmaz. Sevebileceğin bir insana zarar vermeyi düşündüğün an cehennemin kendisi. Affetmek karşı tarafı değil, kendini özgür bırakmaktır. Karşınızdaki insanı yıllar geçse de kendi içinizde dondurup ona dart oku aktarmaya devam ediyorsunuz. Hayat öfkeli olduğumuz birine harcayamayacağımız kadar kısa.”
“BU OLAY BENİ ÇOK YARALADI”
Basında diplomasının olmadığını yönelik çıkan haberlerle ilgili konuşan Metin Hara, “Beni en çok yaralayan ve üzen olay ‘diploması yok’ denmesiydi. Belki bu sektöre tek tıbbi diplomalı insan benken. Ben Türkiye’nin ilk 150 kişisinden biri oluyorum ve Üsküdar Amerikan’a giriyorum. Sonra babam hastanedeyken ona söz verdiğim için Çapa Tıp Fakültesi’ne giriyorum. Çapa kadar değerli oluşum ve Türkiye’deki sayısız uzmanları yetiştirmiş kişilere büyük saygısızlık olduğunu düşünüyorum. Karşı davamızı açıp suçlamaların hiçbirinin olmadığını gördük. Yolumuza devam ediyoruz. Kitaplarıma, yayınlarıma bakarak ya da yolda görüp bana sorabilirler. Benim neyi yapıp yapmayacağımı tanıyanlar bilir. Tanınan, göz önünde olan ve başarılı insanların başından geçen bir olay” şeklinde konuştu.