Anadolu Kültür AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala, firariler eski CIA danışmanı Henri Barkey ve Can Dündar’ın da aralarında bulunduğu 9’u …
Anadolu Kültür AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala, firariler eski CIA danışmanı Henri Barkey ve Can Dündar’ın da aralarında bulunduğu 9’u firari 17 sanığın “15 Temmuz darbe girişimi” ile “Gezi Parkı olayları”na ilişkin iddialar kapsamında yargılandığı davada gerekçeli karar açıklandı.
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi, Osman Kavala’ya, TCK’nın 312/1 maddesi gereğince “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis sanıklar Ayşe Mücella Yapıcı, Şerafettin Can Atalay, Tayfun Kahraman, Ali Hakan Altınay, Yiğit Ali Ekmekçi, Çiğdem Mater Utku ve Mine Özerden’in de 18’er yıl hapisle cezalandırılmasına ilişkin gerekçeli kararın yazımını tamamladı.
Kararda, Osman Kavala’nın uluslararası spekülatör George Soros’un kurduğu Açık Toplum Enstitüsü’nün ülkedeki temsilciliği olan Açık Toplum Vakfı üzerinden Gezi kalkışmasını organize ettiği belirtildi.
Gezi Parkı olaylarına ilişkin sürecin dönemin Açık Toplum Vakfı Genel Müdürü sanık Gökçe Tüylüoğlu tarafından George Soros’a zaman zaman yüz yüze aktarıldığı, kalkışmanın Açık Toplum Vakfı adına vakfın kurucu üyesi olan sanık Mehmet Osman Kavala tarafından koordine edildiğine yer verilen gerekçeli kararda, Kavala’nın özellikle Taksim Platformu, Taksim Dayanışması ve kalkışmanın ilerleyen süreçlerinde yaygın hale getirilen Forumlar Koordinasyonu üzerinde büyük etkisinin olduğu, buralarda resmi olarak üyeliği bulunmasa da alınan kararların ona danışılmadan alınmadığı kaydedildi.
Gerekçeli kararda, Gezi Parkı olaylarına ilişkin tüm uluslararası girişimlerin sanık Mehmet Osman Kavala üzerinden kurulduğu, Gezi olaylarına eylemcilerin ihtiyaçlarının da sanığa iletilerek giderildiği aktarılarak, “Gerek Türkiye’de gerekse yurt dışında kalkışmaya olan ilgiyi ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne yönelik baskıları artırmak maksadıyla belgesel, film, sergi gibi her türlü görsel yayın yöntemlerinin kullanılması ile yeni medya yapılanması kurulması çalışmalarının sanık Osman Kavala’nın organizesinde gerçekleştirildiği anlaşılmıştır.” değerlendirmesinde bulunuldu.
Sanığın, TCK 312. maddesinde belirtilen cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs ettiği konusunda vicdani kanaat getirildiği vurgulanarak şu ifadelere yer verildi:
“Sanık Mehmet Osman Kavala hakkında ‘Siyasal veya Askeri Casusluk’ suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de devletin güvenliği, iç veya dış siyasi yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken hangi bilgilerin veya yetkili makamların kanun ve düzenleyici işlemleri ile açıklanmasını yasakladığı ve niteliği bakımından gizli kalması gereken hangi bilgileri siyasal ve askeri casusluk maksadıyla temin ettiği veya açıkladığı ortaya konulamadığından ve sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, tam bir kanaat uyandıran, kesin ve yeterli delil bulunmadığından, sabit bulunmayan atılı suçtan ‘şüpheden sanık yararlanır’ ilkesi gereğince sanığın CMK 223/2-e maddesi uyarınca beraat etmesi gerektiği kabul edilmiştir.”
Kararda, Gezi olayları kapsamında o dönem ismi Başbakanlık Çalışma Ofisi olan Dolmabahçe’deki Cumhurbaşkanlığı Çalışma Ofisi’nin önünde toplananların ofisi korumakla görevli emniyet güçlerine taşlı, sopalı, molotoflu, ses bombalı, havai fişekli, sapan ve bilye ile saldırması ve hatta iş makinesi kullanmasının, oluşan cebir ve şiddetin hükümete karşı yöneltildiğini gösterdiğine vurgu yapıldı.
Gerekçeli kararda, diğer sanıklarla ilgili de detaylı değerlendirmeler yer alıyor.