enflasyonemeklilikötvdövizakpartichpmhp
DOLAR
34,6427
EURO
36,4620
ALTIN
2.914,80
BIST
9.689,58
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
12°C
İstanbul
12°C
Az Bulutlu
Çarşamba Az Bulutlu
13°C
Perşembe Parçalı Bulutlu
14°C
Cuma Parçalı Bulutlu
16°C
Cumartesi Çok Bulutlu
14°C

Nilüfer Çayı’nda 4. derece kirlilik çıktı: ‘Senenin moda rengi neyse, çay da o renk akıyor’

Bursa’da Uludağ’dan başlayıp, Bursa Ovası’ndaki birçok dere ve Susurluk Çayı ile birleşerek, Karacabey’den Marmara Denizi’ne dökülen Nilüfer Çayı …

Nilüfer Çayı’nda 4. derece kirlilik çıktı: ‘Senenin moda rengi neyse, çay da o renk akıyor’
05.06.2022
125
A+
A-

Bursa’da Uludağ’dan başlayıp, Bursa Ovası’ndaki birçok dere ve Susurluk Çayı ile birleşerek, Karacabey’den Marmara Denizi’ne dökülen Nilüfer Çayı, katı atık ve sanayi atıkları nedeniyle siyaha büründü. Bursa Ovası’nda tarım arazilerinde sulamada kullanılan Nilüfer Çayı’nın son hali endişe yarattı.

Bursa Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilim ve Bitki Besleme Bölümü Öğretim Üyesi ve Bursa Ziraat Odası İkinci Başkanı Doç. Dr. Barış Bülent Aşık, suyun en temiz olması gereken Mart ayında 5 farklı bölgeden alınan numunelerin analize gönderildiğini söyledi. Analiz sonuçlarının 4’üncü derece, yani, en kötü derece ve kullanılması zararlı olarak çıktığını dile getiren Aşık, bölgedeki özellikle kimyasal boya üzerine çalışan sanayi tesislerinden çaya bırakılan atıkların iyi derecede temizlenmesi gerektiğine dikkat çekti. Nilüfer Çayı’nın kirli akan birkaç farklı noktası ise, dronla havadan görüntülendi.

‘Maalesef Nilüfer Çayı temizlenemiyor’

Yapılan eylem planlarına rağmen Nilüfer Çayı’nın temizlenemediğini belirten Doç. Dr. Aşık, “Nilüfer Çayı Uludağ’ın 2 bin metre rakımından doğup Bursa’ya batı bölümünden girdikten sonra Bursa Ovası’ndan geçip Karacabey’den Marmara Denizi’ne dökülüyor. Bu esnada yaklaşık 200 kilometrelik yol katediyor. Doğduğu yerle döküldüğü yeri kıyasladığımızda, doğduğu yerde birinci sınıf, içme kalitesinde bir su olduğunu görebiliyoruz. Ama bir saatlik yol katettiğinde Nilüfer Çayı’nın tarım alanlarını gezdiği gölgelerde dördüncü sınıf, en kalitesiz su olarak tanımladığımız su seviyesine kadar kirlendiğini görebiliyoruz. Bu kirliliğin neden kaynaklandığı tüm Bursa halkı tarafından biliniyor. Temizlenmesiyle ilgili eylem planları hayata geçiriliyor. 2012-2013 yıllarında hayata geçirilen eylem planlarına baktığımızda, tüm eylemlerin gerçekleştiğini görüyoruz ama Nilüfer Çayı’nın hala kirli aktığını da görebiliyoruz. Maalesef Nilüfer Çayı temizlenemiyor” dedi.

‘Üreticilerimiz bu suyu mecburen sulama suyu olarak kullanıyor’

Kimyasal atıklar karışan Nilüfer Çayı ile tarım arazilerinin sulandığını belirten Doç. Dr. Aşık, şöyle konuştu:

“Nilüfer Çayı Bursa’nın merkezini geçtikten sonra birçok verimli tarım arazisinden de geçiyor. Üreticilerimiz tarafından da mecburen sulama suyu olarak kullanılıyor. Son zamanlarda sağlıklı topraklar, sağlıklı gıdalar çok büyük önem taşıyor. Nilüfer Çayı’nın bu kirli durumuyla, sulamada kullanıldığı takdirde, sulanan topraklarda yetiştirilen ürünlerinde ne kadar sağlıklı ve kaliteli olacağıyla ilgili de tereddütlerimiz var. ‘Sağlıklı gıdalar sağlıklı topraklarda yetişir’ diye bir slogan vardır ama Nilüfer Çayı’nın çok sağlıklı aktığı söylenemez ve bu suyla sulanan toprakların da zamanla sağlığını kaybedeceğini, kaliteli ve sağlıklı ürünlerin yetişmesinde sıkıntılar olacağını söyleyebiliriz. Bu bölge, tarım ürünlerini yurt dışına yoğun olarak satan bir bölge. Dolayısıyla bu bölgede yetişen ürünlerin Nilüfer Çayı bu şekilde akmaya devam ederse, ekonomi açısından da üretici açısından da sıkıntının ortaya çıkacağı bir gerçektir. Buna karşı da tedbir almamız gerekiyor.”

‘30-40 yıllık kirli akma sürecinde oluşan dip çamurunun da temizlenmesi gerekiyor’

Boya imalatı yapan sanayi tesislerinden bırakılan atık suların, Nilüfer Çayı’nın rengini sürekli değiştirdiğini belirten Doç. Dr. Aşık, “Nilüfer Çayı’nın temizlenmesi için, arıtılmış veya arıtılmadan deşarj edilen tüm suların ciddi bir şekilde kontrol edilip, ileri derecede arıtılarak deşarj edilmesi gerekiyor. Bunu yaptığımızda akan su temiz olacak ama 3. Bunun da büyük bir maliyet olduğunu söyleyebilirim. Nilüfer Çayı’nın arıtma sorununu çözüp, temiz akıttığımızda sürekli temiz akar. Geçmiş yıllardaki gibi yarım metrelik balıkların yaşadığı, kuşların çevresinde uçtuğu, kaplumbağaların yaşadığı, etrafında pikniklerin yapıldığı bir su kaynağı olarak görebilmemiz, uzun bir zaman alacaktır. Keşke ömrümüz yetse de görsek. Meyve bahçelerinin arasında farklı renklerde akan su kaynakları olduğunu gördük” dedi.

Nilüfer Çayı’nın sanayi tesisleri ve boya imalatı üzerine çalışan fabrikaların arasından geçtiğini hatırlatan Doç. Dr. Aşık, “O senenin moda rengi neyse, Nilüfer Çayı da o renk akıyor” diye konuştu.

‘Tüm kurumların girişimlerde bulunması gerekiyor, çünkü bu kent hepimizin’

Nilüfer Belediyesi olarak 5 farklı noktadan numune aldıklarını belirten Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Zafer Yıldız, sonuçların son derece kötü olduğunu, çayın temiz akması için tüm kurumların ortak bir çalışma yapması gerektiğini belirterek, şunları söyledi:

“Nilüfer Çayı’ndan Mart ayı içerisinde belli noktalardan akredite laboratuvarlar ve uzmanların almış olduğu örneklerin analizleri yapıldı. Şu an analizler elimizde. Mart ayında suyun en bol olduğu dönem ve bu dönem Nilüfer Çayı’nın en temiz akması gereken bir dönem. Ağustos veya Eylül ayında suyun az olduğu dönemde tekrar aynı noktalardan numune alarak ikisi arasındaki farkı göstereceğiz. Suyun az olduğu dönemde aynı kirletmeler devam ediyor ve bunların ne kadar fark ettiğine dikkat çekmek istiyoruz. Biz belediye olarak tek başımıza bu sorunu düzeltme şansımız yok. Büyükşehir Belediyesinin, valiliğin, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nün, DSİ’nin ve ilgili ilgisiz tüm birimlerin bu konuda dikkat etmesi gerekiyor. Tüm kurumların girişimlerde bulunması gerekiyor. Çünkü bu kent hepimizin.”
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.