İnsanlar tek tanrılı dinlere inanmaya başlamadan önce sayısız tanrı olduğunu düşünüyorlardı. Bugün mitoloji dediğimiz ve tanrıların ilginç …
İnsanlar tek tanrılı dinlere inanmaya başlamadan önce sayısız tanrı olduğunu düşünüyorlardı. Bugün mitoloji dediğimiz ve tanrıların ilginç davranışlarını anlatan hikayeler, eski medeniyetlerin dini inanç ve ritüellerini oluşturuyordu. Bu tanrılardan biri olan ve ana tanrıça olarak kabul edilen Kibele de bu çok tanrılı inanç sisteminde yer alan ana tanrıça figürünün Frigya mitolojisi temelli Anadolu’dan çıkan bir yansımasıdır.
Kibele figürünün bugün içinde yaşadığımız topraklarda ortaya çıktığından eminiz çünkü yapılan kazılarda ana tanrıça hakkında sayısız heykel ve duvar resmi ile karşılaşıldı. Genel olarak doğurganlığı ve bereketi temsil eden Kibele, gariptir, aslında kadın değildi. Eski medeniyetlerin sünnet olma nedeni de bizzat bu ana tanrıçanın çift cinsiyetli olma durumudur. Gelin ana tanrıça Kibele kimdir yakından bakalım ve anlatılan hikayelerinden bazılarını görelim.
Kibele kimdir?
Kybele, Magna Mater, tanrıların anası ve farklı mitolojilerde Rhea, Efes Artemis gibi isimlerle anılan ana tanrıça figürü; Frigya mitolojisinde Kibele adıyla anılmaktadır. Frigya, Sakarya Irmağı ve Büyük Menderes arasında kalan bölgenin eski adıdır. Yani Kibele, bugün içinde yaşamakta olduğumuz Anadolu topraklarından çıkmış bir ana tanrıça figürüdür.
Kibele ve ana tanrıça kültü:
Bugün hangi eski medeniyet kalıntısına ya da onlardan geriye kalan hikayelerden oluşan mitolojiye bakarsak bakalım mutlaka karşımıza bir ana tanrıça figürü çıkacaktır. Karşılaştığımız en eski ana tanrıça kültleri milattan önce 7000 – 6500 yılları arasında tarihleniyor. Anadolu topraklarında yapılan kazılarda karşımıza çıkan ana tanrıça kültleri genel olarak doğurganlığı, anneliği ve bereketi simgeler.
Ana tanrıça kültlerinin vücudu her zaman düzgün ve hatta çekici bir yapıdadır. Bulunan heykellerden bazılarında Kibele doğum yapmakta, diğerlerinde ise yatmakta ya da ayaktadır. Yanında bir çift aslan ya da leopar bulunur. Leoparın hayvanların kraliçesi olduğu düşünüldüğü için bu durum ana tanrıçanın doğa üzerindeki egemenliğini ifade eder. Bazı figürlerde Kibele’nin kucağında hem sevgilisi hem de oğlu olan Attis bulunmaktadır.
Frigya ve Anadolu’da Kibele:
En bilinen ana tanrıça figürlerinden biri olan Kibele heykel ve kabartmalarının en eski örnekleri ile Anadolu topraklarında karşılaşıyoruz. Hititler ve Hurriler tarafından yapıldığı düşünülen Kubaba, Kibele figürünün ilk örneklerindendir. Kubaba heykeli, bugün en eski medeniyet kalıntılarını barındıran Konya’nın Çatalhöyük ilçesinde 1958 yılında yapılan kazılarda ortaya çıkmıştır.
Afyon ve Eskişehir sınırları içinde yapılarda kazılarda ortaya çıkan açık hava tapınaklarının farklı bölgelerinde de Kibele figürlerine rastlanmıştır. Bunlardan bir tanesi olan duvar kabartmasında Kibele, yanında arka ayakları üzerinde duran iki aslanla birlikte resmedilmiştir. Eski medeniyetler bu aslanların ve Kibele’nin üreme organlarına dokunarak doğurganlığın ve bereketin artacağını düşündükleri için kabartmanın bu bölgelerinin aşındığı görülmektedir.
Ana tanrıça Kibele’ye bildiğimiz anlamda bir tanrı gibi yaklaşan ilk medeniyet ise Frigyalılar olmuştur. Eski metinler incelendiği zaman Kibele adına tapınaklar yapıldığı ve bu tapınakların rahipleri olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu rahipler kendilerini hadım eder, tılsımlı taşlar kullanır ve psişik yeteneklere sahip oldukları düşünülürdü. Daha sonra Anadolu’nun ve diğer medeniyetlerin farklı noktalarında karşımıza çıkan tüm bu inanç ritüellerinin Frigya’da başladığı düşünülüyor.
Diğer uygarlıklarda ana tanrıça kültleri:
Kibele figürü ilk kez Frigya bölgesinde ortaya çıksa da çevresindeki uygarlıkları etkilemesi uzun sürmedi. Yunan mitolojisindeki Artemis ve Roma mitolojisindeki Diana en bilinen ana tanrıça figürleri arasındadır. Kibele için yapılan inanç ritüellerinin büyük bir bölümü diğer ana tanrıça figürleri için de uygulanmıştır. Romalı yazarların pek çok eserinde Kyble adı ile karşılaşmak mümkün.
Kibele’nin doğumu:
Tanrıların tanrısı Zeus, bir gün rüyasında hükmedemeyeceği kadar güçlü bir varlık görür. Bu varlık ne erkek ne de kadındır. Çift cinsiyetli olan bu varlık hem kadınları hem de erkekleri etkileyecek kadar çekicidir. Zeus’un rüyası gerçeğe dönüşür ve Kibele doğar. Zeus ondan korkup öldürmek istediği zaman araya Afrodit girer ve böyle güzel bir varlığın öldürülmesine izin vermez.
Zeus, Kibele’nin hadım edilmesine yani erkeklik organının kesilmesine karar verir. Kibele’nin kesilen erkeklik organının düştüğü yerde bir badem ağacı büyür. Badem ağacından düşen ilk meyveden bir erkek dünyaya gelir. Keçilerin arasında kalan bu erkek çocuk kendini keçi zanneder. Bu durumu fark eden bir çiftçi ona insan olduğunu söyler ve kızıyla evlendirir.
Kibele’nin bu erkek çocuğundan çok sonra haberi olur. Haberi olduğu zaman da hemen gidip çiftçiden çocuğunu ister. Ancak çiftçi erkek çocuğu ona vermeyi reddeder. Kibele çok hiddetlenir. Hem erkek çocuğu hem de çiftçiyi zehirleyerek öldürür. Derler ki Kibele’nin bu yaptıkları Amazon kadınlarının ortaya çıkmasına neden olmuştur.
Attis ve Kibele hikayesi:
Farklı bir efsaneye göre Attis ve Kibele sevgilidir. Birbirlerine sonsuza kadar birlikte olma sözü vermişlerdir. Ancak Attis bu sözünü unutur ve Pessinus Kralı’nın kızına aşık olur. Evlenecekleri gece düğüne Kibele gelir. Attis onu görünce çok utanır ve pişmanlık içinde cinsel organını keserek acılar içinde yerde kıvranır. Attis’i bu halde görmeye dayanamayan Kibele onu bir çam ağacına çevirir ve sonsuza kadar yaşamasını sağlar. Derler ki çam ağaçlarının kış aylarında bile yeşil kalmasının nedeni budur.
Kibele tapınaklarında rahip olmak isteyen erkeklerin kendilerini hadım etmelerinin ve kesilen organların bir çam ağacı dibine gömülmesinin nedeni de bu hikayedir. Sonraki yıllarda erkeklik organının tamamının kesilme geleneği ortadan kalkmış ve yerine cinsel organın ucunun kesilmesi yani sünnet ortaya çıkmıştır. Farklı kültürlerde erkeklerin praeputiumunun ve kadınların klitorisinin kesilmesi ile uygulanan sünnetin temelleri de bu hikayeye dayandığı söylenmektedir.
Kibele figürünün bir de Romalılar tarafından anlatılan bir hikayesi vardır. Bu hikayeye göre Romalılar, Kartacalıları bir türlü yenemezler. Kahinler, bu galibiyetin yalnızca Pessinus Kibele tapınağındaki Kibele heykelinin Roma’ya getirilirse kazanılacağını söylerler. Romalılar da bu tapınağa saldırarak Kibele heykelini alır ve Roma’ya getirirler.
Anadolu’da ortaya çıkan Frigya mitolojisindeki ana tanrıça figürü olan Kibele kimdir sorusunu yanıtladık ve farklı medeniyetlerin mitolojilerinde yer alan ana tanrıça figürlerinden bahsettik. Kibele ve mitolojideki yeri hakkındaki düşüncelerinizi yorumlarda paylaşabilirsiniz.