NATO’nun Rusya sınırlarında genişleme arzusu devam ederken, son zamanların en çok konuşulan konusu da İsveç ve Finlandiya’nın bu ittifaka dahil …
NATO’nun Rusya sınırlarında genişleme arzusu devam ederken, son zamanların en çok konuşulan konusu da İsveç ve Finlandiya’nın bu ittifaka dahil olup olmayacağı etrafında şekilleniyor. Sovyetler Birliği’ni kendine yönelik ‘en önemli tehdit’ olarak gören ve varlık sebebini bu ‘tehdide’ dayandırarak ittifakı yayma amacıyla hareket eden ABD liderliğindeki NATO’nun, uzmanlara göre ‘görev amacını’ tamamlamasına rağmen durmaya niyeti yok. Bu nedenle NATO, farklı senelerde Rusya ile masaya oturmuş ve ‘artık’ yayılım göstermeyeceğinin de sözü vermişti. Bunun örneklerinden biri de tam 25 yıl önce, 27 Mayıs 1997′de, NATO ile Rusya arasında imzalanan ‘Kurucu Senedi’ anlaşması oldu.
Kurucu Senedi nedir?
Uluslararası ilişkiler uzmanı Doç Dr. Merve İrem Yapıcı’ya göre dönemin Rus politikası, NATO genişlemesine karşı çıkmaya devam etmek ve aynı zamanda olası genişlemenin olumsuz sonuçlarını en aza indirmek için görüşmeleri sürdürmek üzerine kuruluydu. Bu nedenle ittifak ile anlaşmak isteyen Rusya, NATO’nun yeni üye ülkelerin topraklarında nükleer silah konuşlandırmayacağını taahhüt eden ‘İkili İlişkiler, İşbirliği ve Güvenlik Kurucu Senedi’nin imzalanmasını önerdi.
Eski rekabet döneminin geride bırakılmasını sağlama amacı ile 1997 tarihinde Paris’te imzalanan Kurucu Senedi’ne göre taraflar, birbirlerini düşman olarak görmediklerini teyit ederek, birbirlerinin sınır bölgelerine önemli askeri kuvvetler konuşlandırmama sözü vermiş oldu. Ayrıca anlaşmayla birlikte, 2002’de kurulan NATO-Rusya Konseyi‘nin de temelleri atıldı.
Anlaşma hangi maddeleri içeriyor?
Dört bölümden oluşan anlaşmanın ilk bölümünde, ortaklığın temelini oluşturacak prensipler, ayrıntılı olarak belirtildi. Anlaşmanın başlıca maddeleri ise uluslararası normlara bağlılık, devletlerin egemenliğine ve bağımsızlığına saygı, uyuşmazlıkların barışçıl yollardan çözülmesiydi. Böylece NATO askeri amaçlı genişlemeyeceği sözünü vermiş, Rusya ile işbirliği yoluna gideceğini taahhüt etmişti. Anlaşmanın maddeleri ise şu şekilde:
Ayrıca anlaşmada karşılıklı bir istişare ve işbirliği organı olarak Rusya-NATO Konseyi‘nin oluşturulmasını ve bu tür istişarelerin temel ilkelerini tanımlıyordu. Rusya ve NATO’nun haklarının diğer devletlerin çıkarlarını ihlal edecek şekilde kullanılmasının yasaklanması da bu maddeler arasında yer aldı.
NATO Askeri Komite Başkanı: Kurucu Senedi, NATO’nun Doğu Avrupa’daki askeri varlığını genişletmesini engellemez
Tüm bunlara rağmen NATO’nun genişleme arzusu, imzalanan tüm belgeleri ve sözleri geçersiz kılarak, mevcut krizleri de önlemeye yardımcı olmuyor. Hatta öyle ki, NATO Askeri Komite Başkanı Amiral Rob Bauer, 4 Mayıs 2022’de NATO’nun genişlemesine yönelik Financial Times’a verdiği demeçte, NATO-Rusya Kurucu Senedi‘nin, NATO’nun Doğu Avrupa‘daki askeri varlığını genişletmesini engellemeyeceğini aktarmıştı. Bauer, anlaşmaya değinerek, “NATO-Rusya anlaşması hala ortada. Şimdilik siyasi düzeydeki genel kanaat, anlaşmayı bitirmediğimiz yönündedir. Ancak anlaşma, gereken şeyleri yapmamızı engelleyemez” demişti.
Rusya Devlet Başkanı Putin: Batılı ortaklarımızın verdiği güvencelere ne oldu?
1997’de taraflar arasında imzalanan anlaşmalara ve kurulan işbirliklerine rağmen, NATO’nun devamlı olarak genişlemesi, yayıldığı ülkelerde üsler açması ve askeri teçhizat konuşlandırması, Rusya’nın tepkisini toplamaya başladı. Böylece ilişkilerde yaşanan iyileşme de Rusya’nın ‘endişelerinin’ gölgesinde kalmış oldu. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, zaman içerisinde pek çok kez konu ile alakalı olarak NATO yetkilileri ile uluslararası platformlarda konuşmalar yaptı. 2007’de Münih Güvenlik Konferansı‘nda konuşma yapan Putin, özellikle de Baltık ülkelerinin 2004’te itifaka katılmasıyla birlikte Batılı güçlerin NATO’ya dahil olarak önemli ölçüde genişlemesine dikkat çekmiş, “Varşova Paktı’nın dağılmasından sonra Batılı ortaklarımızın verdiği güvencelere ne oldu?” açıklamasında bulunmuştu.
‘ABD sınırlarına füzeler yerleştiren biz miyiz’
En son Aralık 2021‘de Rusya, NATO’nun doğuya doğru genişlemesini durdurmasını ve askeri altyapısını, Kuruluş senedinin imzalandığı 1997 yılı sınırlarına geri döndürmesini talep etti. Güvenlik önerilerini Washington ve NATO’ya gönderen Rusya adına konuşan Putin, şu ifadeleri kullandı:
NATO yayılımını sürdürüyor
Başlangıçta 12 ülkeden oluşan NATO, 2004 yılında yedi Baltık ülkesini içeren en büyük genişleme sıçramalarında birini yaşadı. Bulgaristan, Romanya, Estonya, Letonya, Litvanya, Slovakya ve Slovenya, NATO’ya dahil oldu. 2009’da Arnavutluk ve Hırvatistan, 2017’de Karadağ ittifaka üye olurken en son 2020’de Kuzey Makedonya 30’uncu ülke olarak ittifaka kabul edildi. Ayrıca Ukrayna ve Gürcistan’ın NATO’ya katılımı sıklıkla gündeme gelirken, en son İsveç ve Finlandiya’nın olası üye ülke olması tartışılıyor.