Trakya Üniversitesi İktisat Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu, enflasyon rakamlarını, Rusya Merkez Bankası örneğini ve enflasyonun …
Trakya Üniversitesi İktisat Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu, enflasyon rakamlarını, Rusya Merkez Bankası örneğini ve enflasyonun ekonomik aktivitelere etkisini Radyo Sputnik’te Ali Çağatay’la Seyir Hali programında değerlendirdi.
Prof. Dr. Uzunoğlu, enflasyonla mücadelede Rusya örneğini “Bizim Merkez Bankamızın bugün iki puan faiz arttıracağına ilişkin beklentiler de var. Bir örnek vereyim: Rusya’da faizlerin düşürülmesi ile ilgili olağanüstü toplanıyorlar çünkü enflasyonla mücadelede son derece başarılı oldular. Paraları değer kazanıyor. Bu paraların daha fazla değer kazanmasını istemiyorlar çünkü uluslararası piyasalar için ihraç ettiği mallar daha pahalı hale gelecek. Buna karşı ‘önlem alalım’ diyorlar. Enflasyonları savaş içerisinde olmalarına rağmen yüzde 17-18 civarındadır ve yüzde 14 faiz ile gidiyorlar. Yüzde 14 faiz ve yüzde 18 enflasyon arasındaki farkı reel faiz ile hesaplarsanız yüzde 2 yapar. Bizde resmi rakamlarla yüzde 70 enflasyon, hissedilen ise 100’ün üzerindedir” diye aktardı.
‘Rakamın doğru değilse faizin de doğru olmaz’
Enflasyonun doğru hesaplanmasının önemine dikkat çeken Prof. Dr. Uzunoğlu, aksi takdirde potansiyelin bilinemeyeceği görüşünü “Dolayısıyla bizim enflasyonu önce doğru hesaplamamız gerekiyor ki alacağımız önlemler buna bağlı olacak. Rakamın doğru değilse faizin de doğru olmaz, hiçbir şeyin doğru olmaz. Yaptığınız yatırım da kredi politikanız da doğru olmaz. Önce rakamınızın doğru olması gerekiyor. Biz potansiyelimizi bilmiyoruz. Sanayinin, tarımın durumunu bilmiyoruz. Tahmini olarak bunları hesaplamaya çalışıyoruz. Artık dünya, gayri safi yurtiçi hasıla oranlarını teknolojik gelişme ile beraber yeniden hesaplamamız gerekir diyor. Enflasyon konusunda aslında bizim çok fazla bir şey söylememize gerek yok. Enflasyon her şeyi köpürtür. Reeli de finansı da köpürtür. Ne yaptığınızı asla anlamazsınız. Öyle bir illüzyon yaratır ki size cirolarınız yükselir ve kar yaptığınızı zannedersiniz fakat ortada sonuçta sermayeniz gittikçe azalıyor. Neden? 1000 TL’ye aldığınız malı 1200 TL’ye sattınız. Kar yaptım zannediyorsunuz, 100 lira sermayeniz var yan tarafta diyelim. Yeni mal almaya gittiğinizde aynı malı artık 1400 lira sattığını söylüyorlar. Bizim cebimizde 1200 lira vardı, 100 lira öz kaynaklardan koyduk. 100 lira açığımız var. Gidelim, bankadan kredi alalım. Kim nasıl para kazanıyor bunların hepsi illüzyondur. Doğru sermaye hesabı yapamayan batar bu dönemde. Borcun içine girer, borç sarmalında dönmeye çalışır” diye açıkladı.
‘Enflasyonda en fazla kazanan devlettir’
Prof. Dr. Uzunoğlu, enflasyonda en çok kazananın devlet olduğunu “Bu işten devlet nasıl kazanır? Enflasyonda en fazla kazanan devlettir. Cirolar arttıkça o artan cirolardan vergi alır yani vergi miktarı yükselir. Gerçek enflasyon 100 diyelim. Şirketlerin cirosu yüzde 100 arttığı için bunun üzerinden vergi öder. Resmi rakamınız 70 olduğu için çalışan kesime ‘yüzde 70 zam yapıyoruz’ dersiniz. Toplam gelirleri içinde personel harcamalarının payı düşmeye başlar. Bu sistemde en çok kazanan devlet enflasyonu vergi olarak kullanır. Bunun bilinçli bir politika olduğunu düşünüyorum çünkü 70 enflasyonun 20’si yurt dışından geliyor. Onu anlıyoruz. Neden? Petrol fiyatları yüksek, gıda fiyatları yükselmeye devam ediyor ama metal fiyatlarında öyle yükselme yok çünkü Çin’de talep azaldı. Kapanmalar başladı dolayısıyla emtia fiyatlarındaki artış biraz olsun sınırlandı. 50’si bizden kaynaklanıyor” diye belirtti.