Sağman, AA Analiz’in, Afrika Günü için hazırladığı Afrika Dosyası kapsamında Türkiye-Afrika ilişkilerini değerlendirdi. Soru: Afrika’yı yeteri …
Sağman, AA Analiz’in, Afrika Günü için hazırladığı Afrika Dosyası kapsamında Türkiye-Afrika ilişkilerini değerlendirdi.
Soru: Afrika’yı yeteri kadar tanıyor muyuz? Afrika’ya dair bildiklerimizin ne kadarı doğru?
Sağman: Biz Afrika’yı Kuzey Afrika ile sınırlı tutuyoruz ve Sahra Altı Afrika’yı yeteri kadar tanımıyoruz. Genellikle Güney Afrika’yı biliyoruz. Afrika konusunda bazı yanlış imajlar var. Afrika’yı sadece tek ülke olarak görenler bile var. Oysaki Afrika, 54 ülkesi ve 1,2 milyar nüfusa ve inanılmaz potansiyellere sahip bir kıta. Fakirlik var, çatışmalar var, istikrarsızlıklar var fakat bunlar dünyanın neresinde yok ki? Bugün Ukrayna’da savaş var. Afrika’yı sadece bu olumsuz özellikler ile kısıtlamak doğru değil. Afrika inanılmaz bir potansiyele sahip. Hem insan gücü açısından (nüfus olarak) hem de ekilebilir tarım alanları açısından inanılmaz bir potansiyel var Afrika’da. Doğal kaynaklarından bahsetmiyorum bile. ‘Afrika geleceğin kıtası’ deniliyor ama Afrika günümüzün de kıtası. Ancak ne yazık ki Afrika, tarihi gerçekler ve geçmişinden kaynaklanan bazı sıkıntılar ile boğuşan bir kıta olarak anılıyor.
Soru: Türkiye-Afrika ilişkilerinin çok uzun bir geçmişi var. Türkiye’nin Afrika’da 2012 yılında sadece 12 büyükelçiliği varken günümüzde 43 büyükelçiliği bulunuyor. Bu 10 yılda Türkiye-Afrika ilişkileri nasıl gelişti?
Sağman: Türkiye, Afrika ile tarihi olarak uzun bir ilişkiler geçmişine sahip fakat diplomatik açıdan bakıldığında 2012’den bu yana inanılmaz bir ivmelenme söz konusu. Şu an Türkiye’nin Afrika’da 43 büyükelçiliği var. Yakın zamanda bu sayı 44’e yükselecek. Ancak tek taraflı düşünmemek lazım. Afrika da Türkiye’ye aynı teveccühü gösteriyor. Şu an Afrika kıtasından 37 ülkenin Türkiye’de büyükelçiliği var. Bu sayı yakın zamanda 38’e yükselecek; Togo’da da büyükelçilik açılacak. Tabii bu gelişmeleri sadece diplomatik temsilcilikler olarak düşünmemek lazım. TİKA, Maarif Vakfı, Kızılay, Anadolu Ajansı, Türk Hava Yolları gibi birçok kurum ve kuruluşuyla Türkiye Afrika kıtasında bulunuyor. Türkiye kalbiyle Afrika kıtasında. Türkiye grup olarak hareket ediyor. Büyükelçiliklerimiz açılıyor, ardından müşavirliklerimiz, askeri ve ticari ataşeliklerimiz, sonrasında Türk Hava Yolları uçuşları, Maarif Vakfı okulları, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) bursları peşi sıra geliyor. Dünden bugüne Afrika’dan 14 bin öğrenciye burs sağlamış durumdayız. Özel sektörden bahsetmiyorum bile.
Soru: Türkiye ile Afrika ülkeleri arasında hangi stratejik iş birlikleri mevcut?
Sağman: Malumunuz; Afrika Birliği, Türkiye’yi stratejik ortak ilan etti. Türkiye, ikili iş birliklerinin yanı sıra Afrika ülkeleriyle ciddi bir kurumsal iş birliğini de sahip. Yakın zaman önce Afrika Ortaklık Zirvesi’ni gerçekleştirdik. Pandemi şartlarına rağmen çok ciddi bir katılım oldu. 16 hükümet ve devlet başkanı geldi. 100 bakan, 25 dışişleri bakanı geldi. Zirveye Afrika ülkelerinden müthiş bir ilgi vardı. Bu da kurumsal ilişkilerimizi ve stratejik ortaklığımızı daha da belirgin hale getirdi. Bu zirvede birtakım eylem planları ve belgeler kabul edildi. 2026’ya kadar neler yapacağımızın ajandasını oluşturduk. Afrika ülkeleriyle her alanda stratejik ortaklıklarımız var. Hem ikili devlet düzeyinde hem de Afrika Birliği bağlamında bu ortaklıklar ve iş birlikleri devam ediyor.
Soru: Türkiye ve Afrika kıtası arasındaki stratejik iş birliklerine baktığımızda belli alanlar ve ülkelerin öne çıktığı söylenebilir mi?
Sağman: Birkaç yıl önce olsa idi bunu doğrulayabilirdim. Tabii ki bölgelere ve ülke ihtiyaçlarına göre iş birlikleri değişiyor. Türkiye, Afrikalı ortaklarının neye ihtiyacı varsa, ona göre o zeminde ilişki ve ortaklıkları yürütüyor. İnanın Türkiye şu an Afrika’daki bütün ülkelerle iş birliği yapıyor. Türkiye kazan-kazan ilişkisi bağlamında Afrika kaynaklarının Afrikalıların yararına kullanılması gerektiğini düşünüyor ve bu yönde iş birlikleri ve ortaklıklar gerçekleştiriyor.
Soru: Afrika’da sadece Türkiye yok. Türkiye’yi diğer aktörlerden ayıran özellikler nelerdir?
Sağman: Türkiye’nin Afrika ile inanın çok özel bir ortaklık modeli var. Çünkü Türkiye ikili ilişkilerde eşitlik, karşılıklı saygı, şeffaflık ve samimiyet gibi özellikleri öne çıkarıyor. Bunu da Afrikalı çok iyi görüyor. Bunun da karşılığını çok iyi alıyoruz. Bazı ülkeler Türkiye’ye “Afrika ile ilişkilerde gizli gündeminiz nedir?” diye sorular soruyor. İnanın gizli gündem diye bir şey yok. Tamamen ortaklık. Birlikte çalışarak birlikte büyüyor ve yükseliyoruz. Türkiye hiçbir zaman Afrika ülkelerinin iç işlerine karışmıyor. Her zaman halkların yanında yer alıyor. Biliyorsunuz Afrika’da bazı ülkelerde darbeler oluyor ve yaptırımlar uygulanıyor. Türkiye bu noktada da ülkelerin iç işlerine müdahale etmeden, karışmadan, halkların yanında durmaya çalışıyor. Türkiye, Afrika ülkeleri ile kazan-kazan ilişkisi içerisinde çok başarılı bir ortaklık yürütüyor.
Soru: Türkiye ile Afrika ülkeleri arasındaki ilişkiler hangi yönleriyle bir “kazan-kazan ilişki modelini” ortaya koyuyor?
Sağman: Türkiye’nin Afrika ülkelerinde ciddi kalkınma yardımları var. Son 14 yılda 2,2 milyar dolar civarında bir kalkınma yardımı yapıldı fakat bunun yanında Türkiye ile Afrika ülkeleri arasında çok ciddi bir ticaret hacmi var. Bu ticaret hacminden hem Türkiye hem Afrika ülkeleri kazanıyor. Geçen yıl 25,4 milyar dolarlık bir ticaret hacmine ulaşıldı. Hedefimiz 50 milyar dolar. Ayrıca Afrika ülkelerinde yüklenici olarak çalışan Türk firmaları var. Halihazırda Afrika kıtasında 1700’e yakın projede Türk firmaları yer alıyor. Medyada -ne yazık ki- Afrika ile ilişkilerde Türkiye’nin sürekli veren el olduğu gibi bir algı söz konusu. Özellikle sadece Türkiye’nin yardım faaliyetleri ön plana çıkarılıyor. Doğru, Türkiye insani yardımlar noktasında Afrika kıtasında çok ciddi işler yapıyor ancak Türkiye-Afrika ilişkileri sadece yardım faaliyetlerinden ibaret değil. Türkiye-Afrika ilişkilerinin birçok boyutu var. Bu ilişki ağı içerisinde öyle bir potansiyel var ki orada herkes kazanıyor. Son dönemde yaşanan gelişmeler neticesinde ciddi bir gıda krizi gündeme geldi. Bu gıda krizinin de çözümü inanın Afrika.
Soru: Türkiye’nin Afrika’daki faaliyetleri uluslararası camia tarafından nasıl görülüyor?
Sağman: İnanın herkes Türkiye’nin modelini çok merak ediyor. Batı’dan birçok ülke Afrika konusunda bizimle istişareler yapmak istiyor. Türkiye’nin Afrika’da neler yaptığını anlamak için görüşmeler yapılıyor. Bu yılın başında Fransa’nın Afrika’dan Sorumlu Genel Müdürü geldi Ankara’ya ve bir görüşme gerçekleştirdik. Portekiz ile istişareler gerçekleştirdik. Avrupa Birliği bu konuda istişareler yürütüyor. Türkiye’nin Afrika modeli ciddi ilgi çekiyor. “Türkiye’nin Afrika’da ne işi var?” gibi sorularla da karşılaşıyoruz ama artık Türkiye’nin dünya çapında çok güçlü bir aktör olduğunu anladılar. Tabii ki Afrika’dayız çünkü Afrika bizi istiyor, biz de Afrika’yı istiyoruz.
Soru: Türkiye’nin modeli başarılı bulunuyor mu?
Sağman: Kesinlikle. Şöyle düşünün; kıta dışından Afrika’ya en çok giden liderlerin başında Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan geliyor. Keza Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu da en çok Afrikalı mevkidaşını kabul eden dışişleri bakanları arasında yer alıyor. 2021 yılında, salgının yoğun olduğu bir dönemde, Afrika’dan 38 heyet ağırladık. Sürekli bir hareketlilik var. Afrika ülkeleri gelmeyi arzu ediyor, biz de gitmeyi arzu ediyoruz. 2022 yılının şubat ayında yine Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın Senegal ve Kongo Demokratik Cumhuriyeti’ne ziyaretleri oldu. Bu ziyaretler ikili ilişkilerin gelişmesine büyük katkı sağlıyor. Son olarak şunu ifade edeyim; biliyorsunuz ilki geçen yıl, ikincisi ise bu yılın mart ayında Antalya Diplomasi Forumu düzenlendi. Her iki yılda da Antalya Diplomasi Forumuna en kalabalık heyetler Afrika’dan geldi. Bu başarı değil de nedir?