enflasyonemeklilikötvdövizakpartichpmhp
DOLAR
32,7014
EURO
35,4307
ALTIN
2.480,69
BIST
10.864,08
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Açık
32°C
İstanbul
32°C
Açık
Salı Parçalı Bulutlu
32°C
Çarşamba Hafif Yağmurlu
32°C
Perşembe Hafif Yağmurlu
32°C
Cuma Az Bulutlu
32°C
SON DAKİKA
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Meme kanserinde umut veren çalışma

– Meme kanserinde umut veren çalışma Genel Cerrah Dr. Kayhan Özdemir: “Risk faktörüne veya yakınmalara sahip hastalarımızda, daha erken …

Meme kanserinde umut veren çalışma
23.05.2022
129
A+
A-

– Meme kanserinde umut veren çalışma

Genel Cerrah Dr. Kayhan Özdemir:

“Risk faktörüne veya yakınmalara sahip hastalarımızda, daha erken taramalar yaparak takip aralıklarını kısaltabilmekteyiz”

Dr. Kayhan Özdemir başkanlığında yürütülen çalışmalarda, meme kanserinin üçlü negatif alt tipine dair bir takım araştırmalar yapıldı. Yapılan araştırmalarda IL6/STAT3 yolağının kanserli hücrelerin ilerlemesinde önemli role sahip olduğunu ve kanda bu belirteçlerin yüksek değerde olduklarında kanserin agresif bir seyre sahip olarak hızlı ilerleyebildiği gözlendiği ve daha sık nüksettiğini ve kemoterapiye çabuk direnç geliştirebileceği gözlendi. Bu yolun bloke edilebilmesi veya bu belirteçlerin kandaki oranlarının düşürülebilmesi durumunda kanserli hücrelerin ilerlemesinin yavaşlayabileceği yapılan bilimsel çalışmalarla kanıtlanmış oldu.

“8 kadından birisi meme kanserine yakalanma riskine sahip”

Çalışma hakkında bilgi veren Dr. Kayhan Özdemir; “Kadınlarda en sık görülen kanser tipi meme kanseridir. Yaşam süresi boyunca her 8 kadından 1’i meme kanserine yakalanma riskine sahiptir. Meme kanserinde erken teşhis hastalığın seyri açısından büyük önem taşımaktadır. Tarama ve görüntüleme yöntemlerinin yaygınlaşmasından dolayı erken dönemde teşhis edilebilmektedir. Bu yüzden 20 yaşından sonra düzenli kendi kendine meme muayenesi, 40 yaşından sonra ise 2 yılda bir mamografi çekilmesini önermekteyiz. Ancak risk faktörüne veya yakınmalara sahip hastalarımızda, daha erken taramalar yaparak takip aralıklarını kısaltabilmekteyiz” şeklinde konuştu. Meme kanseri hastalarının yüzde 5-10’unda ise tanı konulduğunda kanserli hücrelerin vücudun başka bir bölgesine yayılım yaptığını söyleyen Dr. Özdemir; “Koltuk altı lenf bezlerinden sonra en sık yayılım kemik, akciğer ve beyine olmaktadır. Bu yayılım yapmış tümöre sahip hastalarda 5 yıllık yaşam şansı maalesef yüzde 25-30’lara kadar düşebilmektedir” dedi.

“Kemoterapi ilaçlarına direnci daha yüksek”

Meme kanserinin bir alt tipi olan ‘üçlü negatif’ alt tipinde bu yayılım oranları diğer alt tiplere göre daha olduğunu söyleyen Dr. Kayhan Özdemir; “Bu tür kanserler tüm meme kanserli hastaların yaklaşık yüzde 15’ini oluşturmaktadır ve her yıl dünyada yaklaşık 200 bin kişiyi etkilemektedir. Ayrıca üçlü negatif alt tipinde tedavi sonrası tekrarlama oranı ve kemoterapi ilaçlarına karşı direnç gelişimi de daha sık görülmektedir” diye konuştu.

“Kongrede 1. seçildi”

Özdemir açıklamasında ayrıca; “Geçtiğimiz ay Türk Cerrahi Derneği’nin düzenlediği yurtdışından da meslektaşlarımızın bilimsel araştırmalarıyla katıldığı toplantıda birincilik ödülü alan çalışmamızda; meme kanserinin üçlü negatif alt tipine dair bir takım araştırmalarda bulunduk” ifadelerini kullandı. Çalışmanın gelecek adına umut verici olduğunu da sözlerine ekleyen Dr. Özdemir; “2019-2022 yılları arasında gerçekleştirdiğimiz araştırmamızda üçlü negatif meme kanseri tanısı koyulmasını takiben hastalarımızdan kan alarak bu kanlarda gen izolasyonu gerçekleştirerek -80 derecede dondurulmasını takiben elde ettiğimiz serumlarda IL6/STAT3 isimli biyolojik belirteçleri çalıştık. Bu IL6/STAT3 yolağının kanserli hücrelerin ilerlemesinde önemli role sahip olduğunu ve kanda bu belirteçlerin yüksek değerde olduklarında kanserin agresif bir seyre sahip olarak hızlı ilerleyebildiğini, daha sık nüksettiğini ve kemoterapiye çabuk direnç geliştirebileceğini gösterdik. Dolayısıyla bu yolun bloke edilebilmesi veya bu belirteçlerin kandaki oranlarının düşürülebilmesi durumunda kanserli hücrelerin ilerlemesinin yavaşlayabileceğini gördük. Bir sonraki aşamada ise amacımız çalışmamızda da gördüğümüz üzere kanserli hücrelerin takip ettiği bu yolu bloke edebilecek, kanda bu belirteçlerin düzeylerini azaltabilmek adına olacak” ifadelerini kullandı.

/ Asım Çapacı – Sağlık
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.