Burdur’da yaşayan 30 yıllık kalp hastası, 12 yıllık baypaslı İbrahim Kaleci, son aylarda aort darlığı nedeniyle sağlık durumunun kötüleşmesiyle …
Burdur’da yaşayan 30 yıllık kalp hastası, 12 yıllık baypaslı İbrahim Kaleci, son aylarda aort darlığı nedeniyle sağlık durumunun kötüleşmesiyle Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Kliniği’ne başvurdu.
Hastanın aort kapağının değişmesi gerektiğini belirleyen doktoru, kalp ve böbrek yetmezliği, karaciğer değerlerinin kötü olması ve akciğer enfeksiyonu nedeniyle açık cerrahi yapılamayacağına karar verdi.
Durumu ağırlaşan Kaleci, yoğun bakıma alındı. 3 hafta boyunca entübe edilip, solunum cihazına bağlanan Kaleci’nin durumunun her geçen gün kötüleşmesiyle ailesinin de umudu kestiği belirtildi.
Kardiyoloji Kliniği İdari Sorumlusu Prof. Dr. Şakir Arslan, hastanın kapalı yöntem olan TAVI ile aort kapağının değişebileceğini ancak ciddi riskleri olabileceğini aileye anlattığı. Aile ise ‘Allah’tan ümit kesilmez’ diyip operasyonu kabul etti. Entübe halde solunum cihazına bağlı olarak anjiyo laboratuvarına alınan hasta, sağlığına kavuştu. İbrahim Kaleci, taburcu edildiği hastaneden ise yürüyerek çıktı.
“Bazı insanlar ‘Yaşlıyım’ diyerek kendini yatağa bağlıyor” diyen İbrahim Kaleci, teşekkür ettiği doktorunun söylediği her şeyi yapıp hayata bağlandığını belirtti. Kaleci, “Çok şükür iyileştim. Kontrollerime gelip gidiyorum. Allah’a şükür” dedi.
‘BABAMI KAYBETMEYE DÜŞÜNCE OLARAK HAZIRDIK’
Muharrem Kaleci (49) de babasının kalp, böbrek, karaciğer değerlerinin kötü olduğunu ve durumunun kötüye gittiğini belirterek, “Biz umudu kesmek üzereydik” diye konuştu.
TAVI işleminin riskli de olsa tek çıkar yol olduğunu kaydeden Kaleci, “İşlem olana kadar ince bir dala tutunuyorduk. Allah’tan ümit kesilmez diyorduk ancak babamı kaybetmeye düşünce olarak hazırdık” dedi.
İşlem sonrası babasının hızla düzeldiğine değinen Kaleci, yoğun bakımdan sonraki servis sürecini ise “Adım atamayacak ve ayakta duramayacak halde olan babamı ayağa kaldırabildik. İkinci gün adım atmaya başladı. Şimdi ise biz destek olmadan yürüyebilir hale geldi. Tamamen umudumuzun olmadığı yerden buralara kadar gelindi” diye anlattı.
Prof. Dr. Şakir Arslan, anestezi ekibi ve hastane personeline teşekkür eden Kaleci, “Allah hepsinden razı olsun” dedi.
‘ENTÜBE ŞEKİLDE AMELİYATA ALDIK’
Prof. Dr. Şakir Arslan, yoğun bakımda izledikleri hastanın durumunun kötüleşmesinin devamında ameliyata karar verdiklerini anlattı. Hastayı entübe halde solunum cihazına bağlı olarak anjiyo laboratuvarına alıp TAVI işlemiyle aort kapağını değiştirdiklerini söyleyen Arslan, “Tabi burada anestezi ekibinin işlem esnasında ve sonrasında bize desteği çok önemliydi. Yarım saatlik işlemin ardından hastamız kısa süre daha yoğun bakımda kaldı. Sonra servise aldık” dedi.
Aort darlığı hastalarının tedavisinin açık kalp cerrahisi olduğunu belirten Prof. Dr. Arslan, İbrahim Kaleci’nin ise kalp ve böbrek yetersizliği, akciğer enfeksiyonu gibi ciddi ek hastalıkları olduğundan TAVI yöntemi uyguladıklarını söyledi. Prof. Dr. Arslan, “Bu yöntem bütün dünyada 15 yıldır uygulanıyor. Türkiye’de son 10 yıldır yapılıyor. Hastanemiz bu yöntemi ilk uygulayan merkezlerden biri. Bu yöntemde anjiyo gibi kasıktan girilerek aort kapağı yerleştiriliyor” dedi.
Hastanın sağlığına kavuşmasından dolayı mutlu olduklarını sözlerine ekleyen Prof. Dr. Arslan, “Yoğun bakımdan çıkaramayacağımız, durumu kötüleşen ve hatta kaybedebileceğimiz bir hastayı tedavi edip yürüyerek evine gönderdik” diye konuştu.