S&P’den yapılan açıklamada, bu sınırlı etkinin, gelişmekte olan kripto ekosisteminin nispeten küçük boyutundan ve geleneksel finansla sınırlı …
S&P’den yapılan açıklamada, bu sınırlı etkinin, gelişmekte olan kripto ekosisteminin nispeten küçük boyutundan ve geleneksel finansla sınırlı bağlantısından kaynaklandığı aktarıldı.
Mevcut kripto düşüşünün “zamanlı bir uyarı” olarak nitelendirildiği açıklamada, sabit coinler de dahil olmak üzere kripto varlıklardaki son düşüşün, bu varlıkların henüz sistematik olarak önem taşımadığı göz önüne alındığında, geleneksel finansal piyasalar veya makroekonomi üzerinde önemli bir etkisi bulunmayacağı kaydedildi.
Açıklamada, “Bir dahaki sefere, kripto sektörü büyümeye devam ettikçe işler farklı olabilir.” değerlendirmesinde bulunuldu.
Kripto varlıkların düşüşünden kaynaklanan şok dalgalarının kripto piyasalarında kaldığı belirtilen açıklamada, bunun en çok küçük yatırımcıları etkilediği ifade edildi.
Açıklamada, söz konusu ekosistemin doğasında olan potansiyel risklerin, düzenleyici baskının temelini oluşturduğu aktarıldı.
Belirli kripto varlıkların hem boyut hem de kapsam olarak büyümeyi sürdüreceği belirtilen açıklamada, geleneksel finansal sistemle bağlantılarının da büyümeye ve derinleşmeye devam edeceği kaydedildi.
Açıklamada, finansal istikrar endişelerinin de buna paralel olarak artacağına işaret edilerek, düzenleyici kararların bir sonraki kripto düşüşünün yansımalarının ne kadar büyük ve zarar verici olabileceğini belirleyeceği ifade edildi.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarından Fitch de dün yaptığı açıklamada, son gelişmelerin sabit coinlerin düzenlenmesine yönelik çağrıları artıracağını bildirmişti.
Açıklamada, yatırımcıların sabit coinlere güvenini kaybetmesinin kripto para birimleri ve dijital finans için önemli olumsuz yansımaları olabileceği aktarılmıştı.
Kripto piyasaları ile düzenlenmiş finansal piyasalar arasındaki bağlantıların zayıf kalmaya devam ettiği vurgulanan açıklamada, bunun kripto para piyasası oynaklığının yayılma potansiyelini sınırlamasının, daha geniş finansal istikrarsızlığa neden olmasının beklendiği kaydedilmişti.