CHP Genel Başkan Yardımcısı Yüksel Taşkın, CHP Kars İl Başkanlığını ziyaret etti. Taşkın, burada yaptığı konuşmada, şunları söyledi: “MYK üyeleri …
CHP Genel Başkan Yardımcısı Yüksel Taşkın, CHP Kars İl Başkanlığını ziyaret etti. Taşkın, burada yaptığı konuşmada, şunları söyledi:
“MYK üyeleri olarak Türkiye’deki illeri kendi aramızda bölüşerek seçim çalışmalarına devam ediyoruz. Bu ziyaretlerimiz, denetim veya teftiş gibi değil sadece daha iyi nasıl oluruz anlamında bir çalışma yürütüyoruz. Üye sayılarını arttırmak, öbek örgütlenmesi yapmak, üyemiz olmayan mahalle ve köyler ile mahalle temsilcisi atama ve sandık sorumlusu atama gibi son derece teknik konularda birlikte durumunuzu gözden geçirip daha iyi nasıl olabiliriz diye çalışacağız. Bu her yerde yapılıyor. Şimdi bana verilen görev de Kars, Ardahan, Iğdır’a ve Ağrı da bu çalışmaları sürdürmektir. Dolayısıyla belli aralıkla zaten buraya geleceğiz ve tekrar bakacağız.
‘En iyi dijital sistem CHP’de’
Bizim mevcut partiler içerisinde en iyi dijital sistemin en iyi kayıt sistemini bizde olduğunu çok rahatlıkla söyleyebiliriz. Diğer partilere de destek veriyoruz. YSK’dan bile sordukları oluyor. Bu dijital ortamda her şeyi görüyoruz ve daha iyi değerlendiriyoruz. Böylece daha sistemli çalışmak için elimize her şey var. Yani bilimden de yararlanıyoruz verilerimiz de var ama iş gelip dayanıp son tahlilde insan unsuruna dayanıyor. Herkesin üniversite mezunu veya doktoralı olmasına gerek yok. Her arkadaşımız eğitim ve öğrenmeye açıktır ve her şeyi öğrenebilir. Şu anda verdiğimiz mücadele için hepimiz birbirimizden öğrenmeye açık olmalıyız.
‘Türkiye’yi güçlendirilmiş demokrasi ile buluşturmamız lazım’
Türkiye’yi tekrar daha da güçlendirilmiş bir demokrasi ile buluşturmamız lazım. Türkiye’ye demokrasi ile tekrar buluşturursak kesinlikle refah daha da artacaktır. Demokrasi gelişince Türkiye’de refah da gelişiyor yani Türkiye demokrasi gerileyince ekmeğimizde küçülüyor. Türkiye gibi bir yerde demokrasi ekmek demektir. Biz de böyle bir mücadele veriyoruz. Türkiye muazzam bir ülkedir. Üretim şartları döndüğünde herkese ekmek düşebilecek bir ülkeyiz. Paylaşıldığında ve hakikaten kardeş gibi yaşadığımız bir ülkede siyasetin yolu gerçekten demokrasi ve refah ilişkisini kurmaktan geçeri. Ne olursa olsun koltuğa yapışanlar ile aramızda muazzam bir mücadele var. Biz bu mücadelede tarihin çok doğru yerinde konumlanıyoruz. Biz başarılı olursak Türkiye daha da kazanacak ve güçlenecek.
‘Kimseye düşmanlarımız demiyoruz’
Kimseye ‘düşmanlarımız’ demiyoruz. Bizde düşmanlık yok, siyasi rakiplerimiz var. Ülke bu şekilde götürülürse ülke daha da fakirleşecek. Yani verdiğimiz mücadele böyle mücadele o nedenle ben bütün üyelerimizin bu bilinçle hareket etmesi gerektiğini düşünüyorum. Bir kere parti içi meseleleri donduruyoruz arkadaşlar. Söz konusu olan Türkiye. Dolayısıyla parti içi rekabetin meşru olduğu bir partiyiz. Bizim partimizde parti içi rekabetimiz meşrudur. Seçimde aday olmak meşrudur. Ama seçim bittiği gün hepimiz partimiz için çalışmaya başlamalıyız. Bunu ne kadar başarırsak o kadar güçleniyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi’nin sürekli yukarıya doğru yükselen bir ivmesi var. Üye sayımız ve oy desteğimiz artıyor. Önce bunu bilmeniz lazım. Bizin seçmen analizi konusunda uzmanlığımız var. Her anket şirketinin sonuçlarını değerlendiriyoruz. Satır satır okuyoruz. Dolayısıyla partimiz iyi bir yerde ve daha da iyi bir yere gelecek ve bu örgütlerle birlikte iktidara yürüdüğümüz için çok sayıda kararsız seçmen de bize yönelecek. Daha nasıl güçlü olabiliriz nasıl birinci parti olabilir diye daha fazla çalışmamız gerekiyor.
‘Türkiye’deki sandık sayısı 180 bin 365’
Türkiye’de 2018 yılı verilerine göre 180 bin 365 sandık var. Bu sayı daha artacak. Bugün bu sandıkların 177 bin 365 asil ataması mart ayı itibarıyla atanmıştır. Biz bunların hangileri partilerimiz olmadığını anlayabiliyoruz. Sistem oturmuş durumdadır. Taşınmış olan vatandaşlarımızı ve her birinin iletişim bilgilerini de tespit edebiliyoruz. Diğer eksikliklerimizi de çıkarabiliyoruz. Yani bir ordu disipline içinde eksiklerimizi tespit edip daha da kuvvetleniyoruz. Yani ne yapacağız; hakkımız olan oya sahip çıkacağız. Hani Ekrem İmamoğlu’nun seçimlerde dediği gibi, ‘Ne kendi hakkımızı yedireceğiz ne de başkasının hakkını emeceğiz’ Bu kadar basit bir çerçevede bugün Kars’ta bu hazırlıklarımızı gözden geçirmek için bulunuyoruz. Beraber il ve ilçe başkanlarımız bu verilere bakacağız. Belli bir periyodu da tekrar gözden geçeceğiz.
‘Kılıçdaroğlu kadar koşsak zaten yüzde 50 garanti’
CHP, 1 yıldır seçim kampanyası aktif olarak yürütüyor. Seçime neredeyse bir yıl daha var. Hepimiz Kılıçdaroğlu kadar maraton koşsak zaten yüzde 50 garanti. Yani genel başkanımızın yarısı kadar çalışsak yeterlidir. Gerçekten Kılıçdaroğlu insanüstü bir gayretle çalışıyor. Umut duyuyor. Dikkat edin ne Bülent Ecevit’in ne de genel başkanımızın öğle malı mülkü yoktur. Onlar bırakacakları şanla ve isimle nasıl bir miras bırakacaklarıyla ilgililer. Dolayısıyla Genel Başkanımızın bu maratonunda onun dibine kadar koşmaya çalışıyoruz. Onun temposunu yakalamaya çalışıyoruz. Bütün hareketimizin ölçüsü bu olmalı çünkü Kılıçdaroğlu, ‘bu zorlu bir maraton olacak’ dedi. Ki karşı taraftakiler hukuku sopa olarak kullanıyorlar. Ayrıca her türlü ahlaki bulmadığımız yöntemleri de kullanıyorlar. Toplumu geliyorlar, kutuplaştırıyorlar ve insanları sinirlendiriyor. İnsanların zaten ekonomi yüzünden canı yanıyor. O insanların siyasal nedenlerle kardeşlerine öfke duymaları yanlıştır. Biz asla bu yanlışlara düşmüyoruz. Dediğim gibi bizim için siyasi rakipler vardır, siyasi düşmanlarımız yoktur. Seçimi aldığımızda kutuplaştırma dediğimiz bu illetten kurtulmalıyız. Çünkü hepimiz aynı milletin fertleri isek birbirimize düşman gibi yaklaşmak bu ülkeyi bitirir. Seçimi aldığınızda bu kutuplaştırma siyasetini de tarihe havale edeceğimizi Kars’tan da söylüyoruz.”