Devlet yönetmek karmaşık bir meseledir. Filmlerde ve dizilerde sanki tüm devleti tek bir kişi yönetiyor gibi görsek bile aslında monarşilerde …
Devlet yönetmek karmaşık bir meseledir. Filmlerde ve dizilerde sanki tüm devleti tek bir kişi yönetiyor gibi görsek bile aslında monarşilerde dahi kararlar, pek çok devlet yetkilisinin fikirlerinin alındığı toplantılar sonrası verilirdi. Osmanlı İmparatorluğu’nda bu toplantılar, Divan Teşkilatı adı verilen birim tarafından yapılırdı. Divan Teşkilatı yapısını bugünün bakanlar kurulu olarak düşünmek yanlış olmaz.
Divan Teşkilatı adı sonradan yerleşmiş olsa bile aslında hem Türk hem de İslam devletlerinde, liderin fikir toplantıları yapma geleneği vardır. Bu toplantılarda tüm devlet meseleleri enine boyuna konuşulur ve konu hakkında bilgili olan devlet yetkililerinin fikirleri alınırdı. Gelin Divan Teşkilatı nedir yakından bakalım ve üyelerinin görevleri nelerdir tüm detaylarıyla görelim.
Divan teşkilatı nedir, ne işe yarar, üyeleri kimlerdir?
Divan Teşkilatı nedir?
Divan Teşkilatı, Osmanlı İmparatorluğu’nda zaman zaman padişah başkanlığında toplanan ve devlet meselelerinin görüşüldüğü birimdir. Bugünün bakanlar kurulu olarak düşünebileceğimiz bu teşkilat, devletin en kıdemli yetkililerinden oluşurdu. Son söz her zaman padişahın olsa bile bu birim ile yapılan toplantılarda teşkilat üyelerinin fikirleri mutlaka alınırdı.
Dönem dönem değişiklik gösterse de bazı tarihlerde her gün bile toplandığı görülen Divan Teşkilatı’nda en önemli devlet meseleleriyle birlikte halkın sorunları da konuşulurdu. Osmanlı bürokrasi sisteminin zirvesini temsil eden bu teşkilat, yıllar içinde güçlense bile 19. yüzyıl ile birlikte önemini tamamen yitirmiştir.
Divan Teşkilatı’nı kim kurdu?
Divan Teşkilatı’nı anlamak için öncelikle divan geleneğine bakmak gerekiyor. Divan, devlet yönetimi hakkında bilgili ve yetkili kişilerin lider başkanlığında toplanarak yaptığı fikir toplantılarıdır. Hem Türk hem de İslam devletlerinde divan geleneği vardır. Osmanlı da bu geleneğe uyarak ilk günden beri divan danışma birimi ile kararlar almıştır.
Divan yapı sisteminin II. Mahmut döneminde tam olarak oturduğunu söylemek mümkün. Ancak bazı kurallar çerçevesinde oluşturulması ve Divan Teşkilatı adını alması Fatih Sultan Mehmet döneminde olmuştur. Fatih Kanunnamesi’nde Divan Teşkilatı hakkında pek çok kural detaylarıyla belirlenmiştir.
Fatih’e kadar divana padişah başkanlık ediyordu. Fatih ile birlikte bu gelenek değişmiş ve divana vezirin başkanlık yapmasına karar verilmiştir. II. Beyazıt ve Yavuz Sultan Selim dönemlerinde daha da gelişen Divan Teşkilatı sistemi, en güçlü dönemini Kanuni Sultan Süleyman ile birlikte yaşamıştır. Divana vezir başkanlık etse de toplantı, padişah tarafından izlenmiş ve daha sonra alınan kararlar onay için padişaha arz edilmiştir.
17. yüzyılda Divan Teşkilatı yapısı güç kaybetmeye başlamış ve toplantılar sadrazamların konaklarında yapılır hale gelmiştir. Osmanlı bürokrasisinin yönetildiği bu merkezler 18. yüzyılda Paşakapısı, daha sonra ise Babıali olarak adlandırılmıştır. III. Selim döneminde Divan Teşkilatı’nı güçlendirmek için bazı çalışmalar yapılsa da işe yaramamış ve 19. yüzyılda artık bu yapının hiçbir önemi kalmamıştır. Sadece sıradan devlet işleri için kullanılır hale gelmiştir.
Divan Teşkilatı ne işe yarar?
Divan Teşkilatı toplantılarında devletin tüm idari, siyasi, mali, askeri konuları görüşülür, incelenir ve bir karara bağlanırdı. Divan Teşkilatı’nın her bir üyesinin sorumlu ve bilgili oldukları konular vardı. O gün karar alınacak konuya uygun olarak padişah ya da vezir, bu yetkiliye sorular sorar ve konu hakkında bilgi alarak en doğru kararı verirdi.
Merkezin en güçlü yetkililerinden oluşan Divan Teşkilatı, hem dış hem de iç siyaset hakkında kararlar alırdı. Divan Teşkilatı’nın en önemli görevleri arasında merkez ile taşra arasındaki dengeyi sağlamak, tebaanın güvenli bir yaşam sürmesi için kararlar almak, savaş ve barış şartlarını belirlemek, dış ilişkileri takip ederek uluslararası siyasette izlenecek politikaları düzenlemek vardı.
Divan Teşkilatı üyeleri ve görevleri:
Vezir-i Azam ve vezirler:
Sadrazam adıyla da bilinen Vezir-i Azam, padişahtan sonra devletin en yetkili kişisidir ve padişah vekilidir. Başbakan gibi düşünebiliriz. Örfi hukuku düzenler, divana başkanlık eder ve en önemlisi, padişah sefere çıktığı zaman merkez yönetimine vekalet ederek devlet işleyişini sağlar.
Osmanlı’nın ilk dönemlerinde Divan Teşkilatı’nda ilmiye sınıfından tek bir vezir bulunurdu. Zaman içinde vezir sayısı arttı. Vezir-i Azam en yüksek statü olsa bile diğer veziler de bazı konularda en az sadrazam kadar yetkilidir. Kubbealtı vezirleri olarak anılan bu yetkililerin sayısı en fazla 7 olmuştur. Sadrazamdan sonra bu kişilerden biri Vezir-i Azam olarak seçilirdi.
Kazasker:
Kadıasker adıyla da bilinen kazasker, devletin hukuki ve resmi işlerinden sorumludur. Adalet bakanı gibi düşünebiliriz. Kadı tayinlerini de yapan kazasker, ilmiye sınıfındandır. Fatih döneminden sonra Rumeli ve Anadolu’dan ayrı olarak sorumlu iki kişi kazasker unvanıyla Divan Teşkilatı’nda bulunmuştur. Rumeli kazaskeri, Anadolu kazaskerinden daha yetkilidir.
Divan Teşkilatı’nda kazasker; eğitim, yargı, ordu ve benzeri pek çok konuda yetkilidir. Her bir kazaskerin pek çok yardımcısı bulunmaktadır. Kadılar tarafından çözülemeyen pek çok mesele Divan Teşkilatı’na getirilir ve kazasker başkanlığında padişaha sunulurdu. Padişah sefere çıkacağı zaman kazasker de onunla birlikte giderdi.
Defterdar:
Kelime olarak defter tutan anlamına gelen defterdar, Divan Teşkilatı’nın en önemli üyelerinden bir tanesidir. Maliye bakanı gibi düşünebiliriz. Defterdar, devletin mali işleri ile ilgilenir. I. Murat döneminde, defterdar yönetiminde maliye teşkilatının temelleri atılmıştır. Defterdar, devlet hazinesinin padişah vekili olarak kabul edilmektedir.
Bayram günlerinde toplanan divanlarda padişah, vezirler ve defterdarlarla ayağa kalkarak bayramlaşırdı. Bu bile defterdarların Divan Teşkilatı’ndaki önemini göstermektedir. II Beyazıt dönemine kadar Rumeli ve Anadolu olmak üzere iki defterdar vardır, Rumeli defterdarı baş defterdardır. Hatt-ı Hümayun ile birlikte defterdar, Maliye Nazırı adını almıştır.
Nişancı:
Divan Teşkilatı’nın en önemli üyelerinden biri olan nişancı; fermanları, özel yazışmaları, uluslararası yazışmaları yazar ve evrakların başına padişah tuğrası eklerdi. Nişancı aynı zaman Mühimme Defteri’ni tutmakla görevliydi. Divanda defterdardan sonraki en önemli kişi olarak kabul edilir.
Kaptan-ı Derya:
Kaptan-ı Derya, bugünün deniz kuvvetleri komutanıdır. Osmanlı donanmasının başındaki isimdir. Deniz yoluyla yapılacak seferler ve bahriyelilerin kontrolü Kaptan-ı Derya’dadır. Bahriyeliler üzerinde tam yetki sahibidir.
Şeyhülislam:
Şeyhülislam, Osmanlı Devleti’nde din işlerinden sorumlu kişidir. Bugünün diyanet işleri başkanından çok daha geniş yetkilere sahiptir çünkü Osmanlı, şerri hukuka göre yönetilmektedir. Kanuni Sultan Süleyman döneminde Divan Teşkilatı’na katılan şeyhülislam, sadrazam ile denk sayılmıştır.
Yeniçeri Ağası:
Yeniçeri Ağası, Acemi Ocakları’ndan ve Yeniçeri Ocağı’ndan sorumlu kişidir. Divan Teşkilatı’ndaki en önemli isimlerden biridir. İstanbul’un güvenliği onun elindedir. Arza çıkma yetkisine sahiptir. Bazı yeniçeri ağaları aynı zamanda vezir olarak da görev yapmışlardır.
Osmanlı İmparatorluğu’nun bakanlar kurulu olarak düşünebileceğimiz Divan Teşkilatı nedir, üyeleri ve görevleri nelerdir gibi merak edilen soruları yanıtlayarak bu birim hakkında bilmeniz gereken detaylardan bahsettik.