Radyo Sputnik’te yayınlanan Meliha Okur’la Anlat Bana programına konuk olan Basın Konseyi İkinci Başkanı Av. Dr. Başar Yaltı, Türkiye’deki yargı …
Radyo Sputnik’te yayınlanan Meliha Okur’la Anlat Bana programına konuk olan Basın Konseyi İkinci Başkanı Av. Dr. Başar Yaltı, Türkiye’deki yargı sistemini genel hatları ile değerlendirdi.
Gezi Parkı davası 25 Nisan’da tamamlanan duruşmayla hükme bağlandı. Dava konusunda gelen tepkileri de değerlendiren Yaltı, “Çok kısa ama çok derinlikli bir tanım yapmış oldu. Doğru bir tavır sergilemiş oldu. Çünkü Türkiye’de, son yıllarda davaların ne kadar siyasallaştığı her gün yeni bir olayla kanıtlanıyor. Hak etmediğimiz bir şekilde ‘yargı sistemi bu kadar da kötü olamaz’ diyoruz” İfadelerini kullandı.
‘Yargı sisteminin gereklerini yerine getirirken, hukuk bilincini etkinlikle kullanmak gerekir’
Programda ‘Etkin ve tarafsız bir yargı nasıl kurulabilir?’ sorusuna yanıt arayan Yaltı, “Yasama-yürütme-yargı bağlamında; yargının diğer iki kuvvet karşısında bağımsız ve tarafsız olması gerekiyor. Temel özelliği bu. Ama bu da yetmez çünkü yetkin olması gerekiyor. Türkiye’de yargı sisteminin yarattığı sancıları tartışıyoruz. Bu durum yargı sisteminin kurgulanmasının yanlışlığından kaynaklanıyor. Hakim ve savcıları tarafsız ve bağımsız kılamazsanız, o kurum işlevini yerine getiremez. Yargı sisteminin gereklerini yerine getirirken, hukuk bilincini etkinlikle kullanmak gerekir. Ama Türkiye’de maalesef bu yetkinlikte hakim ve savcılarımızın çoğunluk olarak bulunmadığı ortaya çıkıyor. Elbette ki hala çok iyi yetkinlikte hakim ve savcılarımızın olduğunu göz ardı edemeyiz. Şu andaki hakim ve savcı sayısı 23 bin civarında. Bunların yüzde 60’dan fazlasının kıdemi 5 yıldan az. Dikkat ederseniz, bu türden önemli kararları verirken mahkemelerin yapısına bakın; ağır cezaları veren çok genç yaşta hakimleri göreceksiniz. Bu da Türkiye’de hepimizi yaralayan sonuçları doğuruyor” dedi ve ekledi:
‘Yargıtay Başkanı yargıya güvenin yüzde 20’lerde olduğunu söylemişti’
Yaltı, “Yargıtay Başkanı yargıya güvenin yüzde 20’lerde olduğunu söylemişti. Ekim ve Kasım aylarında Konda’nın yaptığı bir araştırmadan da yargıya güvenmeyenlerin yüzde 69 oranında olduğunu söyleyebilirim. Hepsi de mahkemelerde yaşadığı deneyimin bir sonucu olarak ortaya çıkıyor” dedi.
‘Hukuku sadece yargı sistemi korumaz’
Hukukta yaşanılan sorunların ekonomiye olan etkilerinden de bahseden Yaltı, “Toplumsal düzen sağlanırken, toplumdaki çatışmaların önlenmesi için veya farklı bakışların bir arada yaşanmasını sağlamak için kurallara ihyacımız var. Bu kuralların da topluma güven vermesi gerekir. Yani öngörülebilir bir toplumsal düzen içinde, keyfiliğin olmaması gerekir. Hukuku sadece yargı sistemi korumaz. Asıl olan, yasama-yürütme-yargı ayrımında, yürütmenin konumunda olan kişilerin, Cumhurbaşkanından tapudaki memuruna kadar o ülkenin yasalarına kendilerini bağlı hissetmeleri gerekir. Yürütme organı, idarecileri, polisi, valisi, kaymakamı vs. kendisini yasalara bağlı sayarsa siz de, hangi kuralların sizi bağlayacağını bilirsiniz ve ona göre önlemini alırsınız. Ama o yasanın uygulanıp uygulanmayacağını bilemezseniz, sizin o sisteme güveniniz kalmaz. Ekonomik anlamda da maalesef güven veren bir hukuk sistemini göremiyorum” sözlerini dile getirdi.