Gıda krizi “tarımda kendi kendine yetebilen ülke” pozisyonunda olmanın önemini bir kez daha ortaya çıkardı. Türkiye, hayati önem taşıyan tarım …
Gıda krizi “tarımda kendi kendine yetebilen ülke” pozisyonunda olmanın önemini bir kez daha ortaya çıkardı. Türkiye, hayati önem taşıyan tarım sahasında büyümeyi sürdürüyor. TÜİK rakamlarına göre sektör, 2018 yılında yüzde 2,1, 2019 yılında yüzde 3,7, 2020 yılında yüzde 4,8, 2021 yılında ise yüzde 3,3 büyüme gösterdi. Aynı şekilde ihracat tarafından da tarihi rekorlara imza atıldı. 2021 yılında Türkiye’nin tarımsal ihracatı bir önceki yıla göre yüzde 21 artarak 22,3 milyar dolara ulaştı. Tarıma bağlı sektörler arasında geçen yıl en fazla ihracatı, 9 milyar 156,5 milyon dolarla hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamullerinde gerçekleştirildi. Türk ürünlerine en fazla talep Almanya ve Irak’tan geldi. Türkiye işlenmiş buğday pazarının lideri durumunda.
İhracatta parlak bir tablo sergileyen Türkiye, birçok üründe ithalat da yapıyor. Bu ürünlerin başında buğday, arpa, mısır, pirinç, kuru baklagiller ve yağlı tohum geliyor. Sektör temsilcileri Türkiye’nin hem kendini hem de dünyayı doyuracak potansiyele sahip olduğunu belirterek, doğru strateji ile bunun başarılabileceğini ifade ediyor.
“ACİL ADIM ATMALIYIZ”
Türkiye’nin tarım sektöründe acilen bir dönüşüme gitmesi gerektiğini söyleyen Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanı Şemsi Bayraktar, “Elimizde ne var ne yoksa bitkisel ve hayvansal üretim için kullanmalıyız. Atıl durumda olan ve nadasa bırakılan arazileri tarıma kazandırmalıyız. Hükümetin bu alanda attığı adımları yerinde buluyoruz. Son günlerde gıda fiyatlarında yaşanan artışların nedeni bazı tarım ürünlerinde ithalata bağlı olmamızdan kaynaklanıyor. Devletin yeni destekle ve hibelerle çiftçiyi üretime teşvik etmelidir. Kendi kendine yetebilen ülke olmak için tarım sektörüne daha fazla önem vermeliyiz“ dedi.
“GIDA SAVAŞLARI BAŞLIYOR”
İstanbul Ziraat Odası Başkanı Ömer Demir ise, “Dünyada ciddi bir kriz var. Özellikle gıda üretiminde yaşanan maliyet artışları tarım sektörüne darbe vuruyor. Hükûmetin destekleri yerinde ancak şu dönemde böylesine kritik bir sektöre elini daha fazla açmalı. Çünkü yakın zamanda dünyada kıtlık ve gıda savaşları başlayacak. Yeni dünya düzenine gıda ve tarım sektörleri yön verecek. Ülkemiz bir dönüm noktasından geçiyor. Şimdi adım atmazsak ileride geç olacak. Türkiye çok geniş ve verimli topraklara sahip bir ülke. Ancak yanlış planlama ve politikalar nedeniyle tarımda istediğimiz yerde değiliz. Son yıllarda pandeminin de etkisiyle tarım sektöründe ciddi sorunlar yaşanmaya başladı. Bugün milyonlarca dönümlük toprağı nadasa bıraktık, yani ekmedik. Biz doğru adımları atarsak bu gıda savaşlarında öncü ülke olabiliriz. Buğday tarafından yeterlilik oranımız iyi seviyede. Yaptığımız ithalatı işleyerek ihraç ediyoruz. Ancak diğer bakliyat ve yağlı tohum ürünlerinde ne yazık ki ithalata ihtiyacımız var. Doğru stratejisi ile hem kendimize yeteriz hem de dünyayı doyururuz” diye konuştu.