Milli Savunma Üniversitesi’ne bağlı Deniz Harp Enstitüsü tarafından yayımlanan “Mavi Vatan” dergisinin son sayısında Çin Halk Cumhuriyeti’nin …
Milli Savunma Üniversitesi’ne bağlı Deniz Harp Enstitüsü tarafından yayımlanan “Mavi Vatan” dergisinin son sayısında Çin Halk Cumhuriyeti’nin Kuşak- Yol İnisiyatifi’ni ele alan bir yazı yer aldı.
Deniz Yüzbaşı Atakan Bayatlıoğlu tarafından kaleme alınan yazıda Kuşak Yol İnisiyatifi’nin Türkiye’ye etkilerini detaylı olarak inceliyor.
TÜRKİYE’NİN ORTA ASYA İLE İLİŞKİLERİ GÜÇLENİR
Bayatlıoğlu, Orta Koridor”un tamamlanması durumunda bu projenin Türkiye’ye olumlu etkilerini şu şekilde ifade ediyor:
“Fırsatlar kapsamında ise iki husus ön plana çıkmaktadır. Bunlardan birincisi Türkiye’nin Orta Asya’da bulunan Türk Cumhuriyetleriyle ilişkilerindeki gelişim potansiyelidir. Kuşak Yol inisiyatifi kapsamında Orta Asya coğrafyasında geliştirilmekte olan altyapı projeleri, Türkiye ile bağların ekonomik, kültürel ve siyasal anlamda güçlenmesini destekleyecek mahiyette gelişmektedir. İkinci husus ise, proje kapsamında ön plana çıkarılan toplumlar arası sosyal ve kültürel alışveriştir. Bunun gerçekleşmesi ise turizm yoluyla sağlanabilecektir. Çin toplumundaki sermaye birikimi ile beraber bu toplumun dünyaya açılması kaçınılmazdır. Bu kapsamda, Türkiye’ye daha fazla Çinli turistin ülkeye gelmesini sağlamak maksadıyla Çin’deki tanıtım faaliyetlerine önem atfedilmesi uygun olacaktır.”
‘SİYASİ BASKI UNSURU OLARAK KULLANABİLİR’
Yüzbaşı Bayatlıoğlu bu projenin olası olumsuz etkilerini ise yazısında şu şekilde anlatıyor:
“Risklerin en büyüğü, hâlihazırda üretim maliyetleri açısından rekabet üstünlüğü bulunan Çin mallarının daha düşük sevkiyat maliyetleri ile Avrupa pazarına ulaşabilecek olmasıdır. Bu husus, Kuşak Yol inisiyatifi tamamlandığında Çin’de üretilen ürünlerin, Türkiye’nin ihracatının yaklaşık yarısını gerçekleştirdiği Avrupa pazarlarına Türk mallarından daha ucuza ulaşması anlamına gelmektedir. Böyle bir ortamda Türkiye’deki ihracatçıların Avrupa pazarı özelinde Çinli üreticilerle rekabet etmesi son derece zor olacaktır. Bu riski azaltmanın en makul yolu ise katma değeri yüksek ürünlerin üretilmesine öncelik verilmesi olarak gözükmektedir. Bir diğer risk unsuru ise Çin’in ekonomik ilişkileri siyasi baskı unsuru olarak kullanılabilme olasılığıdır.”