Çorum’da tarlasını süren bir çiftçi tarafından bulunan ve Hitit dönemine ait olduğu tespit edilen bileziğin dünyada eşi benzeri bulunmuyor …
Çorum‘da tarlasını süren bir çiftçi tarafından bulunan ve Hitit dönemine ait olduğu tespit edilen bileziğin dünyada eşi benzeri bulunmuyor. Çorum‘un Mecitözü ilçesine bağlı Çitli köyünde yaşayan bir çiftçi, tarlasında çalışırken bir bilezik buldu.
Tarlada işlerini yarım bırakan çiftçi, bilezik ve parçalarını Çorum Müzesi’ne getirerek teslim etti.
MÜZE MÜDÜRLÜĞÜ İNCELEMEYE ALDI
Çorum Müzesi’nde yapılan incelemeler neticesinde, bileziğin Hititler dönemine ait olduğu tespit edildi. Müze Müdürlüğü tarafından teslim alınan bileziğin uzmanlar tarafından restorasyonu yapıldı. Envantere kaydı yapılan bilezik, müze koleksiyonuna alındı.
Bronz, nikel, gümüş ve altın gibi değerli madenlerden yapılmış tasvirli Hitit bileziği, Hitit takı sanatının önemli bir örneğinin de ortaya çıkmasını sağladı.
“BENZERİ OLMAYAN BİR ESER”
Çorum Müzesi arkeologlarından Resul İbiş, 2022 yılında gerçekleştirdikleri teşhir tanzim çalışmalarında bu yıl ilk kez literatüre “Çitli bileziği” olarak geçen Hitit bileziğini ziyaretçilerin beğenisine sundukları söyledi. Bileziğin 2012 yılında bir çiftçi tarafından tarla sürülürken bulunarak Çorum Müzesi’ne getirildiğini anlatan Arkeolog İbiş, “İlk yapılan değerlendirmede daha önce görmediğimiz, benzeri olmayan bir eser olduğunun farkına vardık. Bu eser milattan önce 13. yüzyıl Hitit İmparatorluğu dönemine ait bir bilezik olduğu ortaya çıktı” dedi.
“BRONZ, NİKEL, GÜMÜŞ VE ALTIN BARINDIRIYOR”
Bileziğin tarla sürülürken bulunduğu için zarar gördüğünü, deforme olduğunu ve bir takım parçalarının kaybolduğunu belirten İbiş, “Kalan parçaları restorasyonla bir araya getirerek üzerindeki figürleri ortaya çıkardık. Bu bilezik bronz, nikel, gümüş ve altın gibi değerli madenlerden yapılmış tasvirli bir Hitit bileziği. Hitit takı sanatının önemli bir örneğinin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Anadolu’da milattan önce 2. binde takılar hakkındaki bilgilerimiz fazla değildir.
Kazıları yapılan Hitit şehirlerinden ele geçen takıların sayısı da yok denecek kadar azdır. Bu nedenle de özgün olan eserin getirdiği bir diğer yenilik, milattan önce 13. yüzyılda Hitit kaya kabartmaları ve mühür baskılarından tanıdığımız İtarauka ve yardımcıları Ninatta ve Kulitta betimlerini içermesidir” ifadelerini kullandı. / Muhammed Muttalip Yalçın – Kültür Sanat