Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, A Haber’de katıldığı programda gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Bir süre önce New York’ta …
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, A Haber’de katıldığı programda gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.
Bir süre önce New York’ta Birleşmiş Milletler (BM) Kadının Statüsü Komisyonunun programına katıldığını anımsatan Yanık, dünyanın her yerinde kadınların yaşam şartlarını iyileştirmeye çalışan komisyonun her yıl mart ayı sonuna kadar bir dizi etkinlik düzenlediğini anlattı.
New York’taki Türkevi’nin açılmış olmasının işlerini kolaylaştırdığını kaydeden Yanık, BM haricindeki toplantıların tamamını orada gerçekleştirdiklerini söyledi.
Yanık, New York ve çevresinde yaşayan Türk vatandaşlarıyla buluştuklarını aktararak “Amerika’daki şartları, ülkemizin yurt dışında tanıtımına ilişkin katkıları ve bizim onlara nasıl yardımcı olabileceğimiz noktasında bir dizi değerlendirme yaptık. Çok verimli toplantı oldu. İnşallah bundan sonra da orada yaşayan yurttaşlarımızla ilişkilerimizi devam ettireceğiz.” diye konuştu.
ABD’de yaşayan yabancı kanaat önderleriyle bir araya geldiklerini belirten Yanık, toplantıda, Türkiye’ye umutla bakıldığını ve özellikle Ukrayna-Rusya krizi noktasında Türkiye’ye ne kadar güvenildiğini gördüklerini söyledi.
“Somut bir çerçeve oluşmadı”
Toplantıların tamamında Ukrayna’da yaşananlara değinildiğini belirten Yanık, “Bu anlamda oradaki çatışmanın sona erdirilmesi, sivillerin korunması noktasındaki tavırları çok açıktı. Oturumların tamamında, Ukrayna ile alakalı bir tutum alınması, dünyanın bir ses vermesi gerektiği teklif olarak ortaya konuldu ama maalesef somut bir çerçeve oluşmadı. Biz, bölge olarak krizleri çok yaşıyoruz. Bölgemizin bu çatışmalarına dünyanın sessiz kaldığı dönemde, Ukrayna krizi dünyaya, insana tekrar dönüp bakması ve insanla ilgilenmesi gerektiğini hatırlattı. Bundan sonraki süreçte ‘müdahil olmaları gerektiği’ kanaatini gelişmiş ülkelerde de öne çıkaracağını düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.
Afganistan meselesinin de toplantılarda konuşulduğunu söyleyen Yanık, “Biz, Türkiye olarak Afganistan’la ilişkilerimizi hiçbir zaman koparmadık. Taliban öncesinde de şu anki süreçte de Sayın Cumhurbaşkanımız gerekli demokratik adımların atılması gerektiği, kadınların ve kız çocuklarının korunması, eğitimlerinin engellenmemesi hususunu çok net ifade etti. Afganistan’a en yüksek insani yardımı yapan ülke Türkiye. 45 okulumuz var. Bunlardan 14’ü kız çocuklarımız için, 11’i aktif çalışıyor. Dolayısıyla Afganistan, Türkiye’nin yeni keşfettiği bir yer değil.” değerlendirmesini yaptı.
“Türk nüfusu çok olan her yerde ataşelik kurma arzusundayız”
Bakanlığının “aile ataşeliği” çalışması hakkında bilgi veren Yanık, şöyle konuştu:
“Çocuklar, gençler, yaşlı, engelli ve bakıma muhtaç olan ve yurt dışında yaşayan vatandaşlarımıza, aile, kadın ve sosyal yardımlar başlıklarında çalışmalar sürdürdüğümüz, bakanlıklarımızın yurt dışı temsilcilikleri. İlk ataşeliğimiz 2015’te Düsseldorf’ta kuruldu. 2022’de Köln, Münih, Hamburg ve Stuttgart’ta da ataşelik kurma arzusundayız. Bunun dışında Avrupa ve New York’tan talep geldi. Türk nüfusu çok olan her yerde ataşelik kurma arzusundayız. Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın çocuklarının Türk kültürünü, inancımızı, değer yargılarını unutmamaları, yaşadıkları topluma entegre olmuş ama aynı zamanda kendi kültürlerini unutmamış bireyler olarak yetişmeleri için elimizden gelen her türlü desteği sağlamaya çalışıyoruz.”
Bakan Yanık, aile ataşeliğinin kurulmasından bu yana 398 çocuğun koruma altına alındığını ve 200 çocuğun ailesine yeniden dönmesinin sağlandığını ifade etti.
Bir soru üzerine, Türkiye Şehit Yakınları ve Gaziler Dayanışma Vakfının sitesinde yapılan harcamaların paylaşıldığını ifade eden Yanık, şeffaf bir süreç yürütüldüğünü söyledi.
Yanık, vakfın 15 Temmuz sonrasında Cumhurbaşkanı’nın imzasıyla kurulduğunu hatırlatarak yapılan şartlı bağışların sadece kampanya kapsamında kullanılabildiğini belirtti.
Derya Yanık, “Şehit yakınlarımızı ve gazilerimizi desteklemek için geçtiğimiz aya kadar 1500 lira ödeme yapıyorduk, 2 bin 600 liraya çıkacak. Yılda iki defa, dini bayramlarda 1100 lira destek yapıyorduk, bunu 2 bin liraya çıkardık. Bugün itibarıyla vakfımızın kasasında 387 milyon 719 bin 354 lira bulunuyor. Bu para bizim değil, hak sahiplerinin. Biz onların adına, onların emanetini korumaya çalışıyoruz.” dedi.
Kadına şiddetle mücadele
AK Parti’nin 20 yıllık süreçte kadına şiddete karşı tutumunun belli olduğunu vurgulayan Yanık, “Sayın Cumhurbaşkanımızın ilk günden bu yana yaklaşımı çok net. Bütün bakanlıklarımız bu meselede üzerlerine düşeni yapma hassasiyeti taşıdılar, hala da taşıyoruz. Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Koordinasyon Kurulumuz var. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı koordinatörlüğünde İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığıyla her sene ne yaptığımızın hesabını verdiğimiz bir çalışma düzeneğimiz var.” diye konuştu.
Bakan Yanık, şu anda gündemde olan konunun, bugüne kadar yaptıkları çalışmaları tamamlayıcı nitelikte olduğuna dikkati çekerek ”Biz, tecrübelerimizden yola çıkarak oluşturduğumuz sonuçların hiç bekletmeden gereğini yapıyoruz. Bakanlığımızın; her dönemde, kadına yönelik şiddetle mücadele, çocuk istismarı ve korunması sürecini siyaset aracı haline getirmeyen herkese kapısı açık. Son yıllara bakıldığında, kadın cinayetlerinde mağdurlar, hayatını kaybetmiş kadınların yaşlarına, eğitim durumlarına bakın; sadece bir grup değil her renkten, her düşünceden insanımızın karşı karşıya kalabileceği bir tehditten bahsediyoruz. 85 milyon insanı korumak için çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Cezalar, normal alt sınırın daha üstünde olacak”
Kadına yönelik şiddet konusundaki yasal düzenlemeye ilişkin de Yanık, şunları kaydetti:
“Genel bir çerçeve var. Alt detayları konuşuluyor. Bugüne kadar kadına yönelik suçlar ceza kanununda tanımlanmamıştı. Kadına yönelik fiillerin daha ağırlaştırıcı bir sonucunun olması söz konusu olacak. Kadına yönelik suçların ayrıca tanımlanması gibi bir fiili durum ortaya çıkacak. Katalog suç haline gelecek. Takdir indirimi gerekçeleri daha somut olmak zorunda. Somut pişmanlık emaresi içermeyen hiçbir pişmanlık indirim nedeni olmayacak. Onun dışında daha çok eşler arası olduğu düşünülür ama boşanılan eşlere karşı işlenen suçlar da katalog suça dahil edilecek. Kadına yönelik şiddetin cezaları normal alt sınırın daha üstünde olacak.”