enflasyonemeklilikötvdövizakpartichpmhp
DOLAR
34,5424
EURO
36,0063
ALTIN
3.006,41
BIST
9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Yağmurlu
19°C
İstanbul
19°C
Yağmurlu
Cumartesi Parçalı Bulutlu
9°C
Pazar Az Bulutlu
10°C
Pazartesi Çok Bulutlu
11°C
Salı Hafif Yağmurlu
12°C

Sesli kitaplar matbuata yaradı

Arthur Schopenhauer, “Okumak kişinin kendi kafası yerine başka birisinin kafasıyla düşünmesidir” diyor. Peki bir kitabı başkasının sesiyle …

Sesli kitaplar matbuata yaradı
16.03.2022
192
A+
A-

Arthur Schopenhauer, “Okumak kişinin kendi kafası yerine başka birisinin kafasıyla düşünmesidir” diyor. Peki bir kitabı başkasının sesiyle dinlemek bu durumu etkiler mi? Sesli kitap uygulamaları okuma dünyamızı ve matbuatı nasıl etkiler? Birkaç yıldan bu yana e-kitap üzerine konuşuyoruz. Ancak bu tartışmaların yanında e-kitap cılız sayılabilecek bir gelişim gösterdi. İlginç olan başlangıçta daha sessiz sedasız görünen sesli kitapların hayatımıza hızlı biçimde yerleşmesi oldu. Bugün çok sayıda kitapsever sesli kitap uygulamalarını cep telefonlarına, tabletlerine indirmiş durumda. Kültür Bakanlığı’nın yaptığı Konuşan Kitaplık uygulamasının yanı sıra Storytel, Dinlebi, TRT Dinle, Kitapyurdu Sesli Kitap gibi uygulamalar her geçen gün daha fazla yaygınlık kazanıyor.

BİR İŞİN EŞLİKÇİSİ OLARAK KİTAP
Daha ziyade bir iş yaparken, eşlikçi olarak kitap dinleniyor.
Belki de İstanbul trafiğini daha çekilebilir hale getiriyor, ev işlerini kolaylaştırıyor. Peki nasıl oldu da sesli kitap bu kadar kolay kabul gördü? Matbu kitap için bir sorun mu, yoksa alternatif bir yol mu? İşte bu sorularla yayıncıların ve sesli kitap üreticilerinin kapılarını çaldık. Furkan Çalışkan, Saadet Özen, Melike Günyüz, Eren Kahraman, Ömer Bal, Ayşe Tuba Ayman ve Berk İmamoğlu’nun sesli kitaplar hakkındaki görüşlerini dinledik. Aldığımız görüşlerden ortaya çıkan sonuç bizi çok bariz birkaç ortak noktada birleştiriyor: Sesli kitaplar matbu kitapların satışını olumlu yönde etkiliyor. Adeta bir reklam imkânı sunuyor. Aynı editöryel süreçlerden geçen yayınlar, sadece birbirinden farklı çoğaltılma yollarıyla okura iletiliyor. Ve sesli kitap piyasası daha da büyüyeceğe benziyor. En çok romanlar dinleniyor. Bunun yanında yayıncılar, matbu kitabın nesne olarak da öne çıktığının altını çiziyor. Şimdi bu görüşlere birlikte bakalım: SAADET ÖZEN – EVEREST YAYINLARI: Sesli kitap tuttu ama matbu kitaba alternatif olmadı
Yeni bir formatın, bir teknolojinin eski olanı tamamen yok edeceğini düşünmüyorum.
Kitap sadece içeriğinden ibaret değildir, bir nesne özelliği vardır. Kapağıyla, kağıdıyla, elimizi tutabilmemizle, kütüphanemizde kapladığı yerle hayatımızda var oluyor. Bu da fiziki alışkanlıklara yol açıyor. E-kitap ve sesli kitap gibi formatlar ise kolay kontrol imkânı sağlıyor. Özellikle bu çağa doğmuş gençlerin bu formatları tercih etmesi için başka sebepler de var. Yani sesi değiştirme, arkasına görüntü ekleme gibi özellikler… Ancak bu formatlar da bir nesne olma özelliğinden yoksun. Dolayısıyla bir insan ikisine birden sahip olmak isteyebilir. Diğer yandan herkesin birden fazla işi aynı anda yapmak durumunda kaldığı bir dünyada yaşıyoruz. E-kitaptan farklı olarak sesli kitap da yaşadığımız dünyayla oldukça uyumlu bir formata sahip. e-kitapta yine okuma eylemi söz konusu. Ancak sesli kitabı araba kullanırken, yürüyüş yaparken dinleyebilir, hatta konsantrasyon zorluğu sebebiyle film seyrederken bile bir taraftan açık tutmak isteyebiliriz. Bunun yanında okuyan sesle kurulan bir ilişki de söz konusu. Bazı kitapları yazarlar kendileri okuyabiliyor, bu da okurun eserle bağ kurmasını kolaylaştırıyor. Bütün bunlardan dolayı sesli kitap tuttu ama yine de matbu kitaba alternatif olmadı. Sesli kitap var diye matbu kitap az satıyor değil. Aksine satışları olumlu yönde etkiliyor. İnsan bir kitabı dinledikten sonra onu nesne olarak da elinde tutmak istiyor. Sadece aşinalık kazandığı için bile kitapçıda karşısına çıktığı zaman alabiliyorlar.

Yani bir format gelişirken ürünün diğer formatlarına da katkı sağlıyor. KEMİKLEŞMİŞ ALIŞKANLIKLARIM VAR
Ben de zaman zaman işim gereği sesli kitap dinliyorum.
Neler dinleniyor, neler tercih ediliyor diye inceliyorum. Akademik kitapları e-kitap formatında okumayı seviyorum. Bu kitapları taşıması da zor olduğundan e-kitap formatı işimi oldukça kolaylaştırıyor. Yürüyüş yaparken de sesli kitap veya podcastleri takip dinliyorum. Tüm bunların yanında yine de kemikleşmiş alışkanlıklarım var. Bu nedenle metinle göz temasıyla ilişki kurmayı, sayfalarını karıştırarak okumayı tercih ediyorum. FURKAN ÇALIŞKAN – KETEBE YAYINLARI: Sesli kitap matbuatı olumlu etkiledi
Yeni formatların hep eskilerinin yerini alacağını düşünüyoruz.
Renkli televizyon çıkınca siyah beyazların kaldırılması gibi. Ancak kitap için birbirinin yerini alan formatlar söz konusu değil. Ketebe Yayınları’nın bastığı Cengiz Aytmatov’un eserleri sesli kitap olarak da dinlenebiliyor. Hatta Ahmet Mümtaz Taylan seslendirdi. Ben bu konuya başta mesafeli yaklaştım. Ancak sesli kitap bizim satışlarımızı olumlu yönde etkiledi. Bunun yanında sesli formatın daha çok hikâye odaklı kitaplarda tercih edildiğini görüyoruz. Genel olarak da araba kullanırken, ev işi yaparken dinleme refleksi var. Yani yaptığınız bir işe ek olarak sesli kitap dinliyorsunuz. Düşünce kitaplarını, felsefe metinlerini, tarih metinlerini ise dinlemek çok zor. Bu tür okumalar yaparken satırların altını çizmeniz, not almanız gerekir. Örneğin benim dinlediğim şey zihnimde derinlemesine yer etmiyor. Yer etmesi için kağıtla, kelimeyle, harfle göz kontağı kurmam gerekiyor. Kitap için harcadığınız bir mesai vardır. O kitabı bulacaksınız, kitapçıya gideceksiniz ya da internetten alacaksınız, kargonun elinize sorunsuzca geçmesini bekleyeceksiniz. Küçük evlerimizdeki kütüphanelerde ona bir yer hazırlayacaksınız. Elinize alacaksınız, onunla zaman geçireceksiniz. Hatta onu sizden almaya çalışanlardan koruyacaksınız. Kitabı almak, kütüphanenize koymak, masanıza koyup, açıp okumak… Bunların hepsinin bir bedeli var. Bu nedenle kitap almak bir seçicilik ve dikkat istiyor. Bir kitabı satın aldığınızda o kitabın sizden talep ettikleri oluyor. Buna değer bulduklarınız olduğu gibi sadece merak ettikleriniz var. Bence merak ettiklerimizi sesli kitap olarak dinliyoruz.

Bu zaman kaybından da kurtulmak demek. Ben de arabada geçen zamanımı değerlendirmek için yolculuk esnasında sesli kitap dinliyorum. Dinlediğim kitap ilgimi çekerse satın alıyorum. Bu refleksler yine bir ürünün diğerinin yerini almadığını gösteriyor. Ancak kitapla kurduğumuz bu ilişki diğer formatlarda devam etmiyor. Bunun yanında insanlar sesli olarak dinleyip beğendikleri kitabın matbusunu da alıyor. DAHA İYİSİNİ YAPAMAYIZ
Umberto Eco, “Kitap, tıpkı kaşık, çekiç, tekerlek veya makas gibidir; bir kere icat ettikten sonra daha iyisini yapamazsınız.
Bir kaşıktan daha iyi olacak bir kaşık yapamazsınız,” diyor. Daha temiz, güzel nüshaları olmasına rağmen kenarlarına notlar aldığı, elinde eskittiği o kitaptan kimse vazgeçmiyor. Çünkü onu satın aldığımız andaki haletiruhiyemizi hatırlıyoruz, bir şekilde kitap bir temsiliyete kavuşuyor. O bir nesne, bu nedenle ondan vazgeçemiyoruz. Bence insanların kitaptan vazgeçememe nedenleri de bu toplam. Bu konuda Eco’ya katılıyorum. Daha iyi bir kaşık yapamayız. O son formdur. Sadece alternatifler çoğaltılabiliriz. Ben de diğer tüm formatları kullanıyor ve seviyorum. Ama birbirlerinin yerini alması diye bir şey söz konusu değil. MELİKE GÜNYÜZ – ERDEM YAYINLARI: Editoryal süreç her formatta aynı
Teknolojinin gelişmesiyle kitaplar çok farklı formatlarda karşımıza çıkmaya başladı.
Bunlara basılı kitabın alternatifi haline gelecekmiş gibi baktık. Ancak bu bakış açısını değiştirmemiz gerekiyor. Çünkü yayıncılık bağlamında olaya baktığımız zaman aslında kitabın editöryel hazırlanma sürecinin ister basılı ister elektronik kitap ister sesli kitap olsun aynı olduğunu görüyoruz. Bu süreçten sonra müşteriye hangi kanaldan ulaşacağıyla ilgili çeşitlilik ortaya çıkıyor. Yani kâğıt ve mürekkeple, sesle veya elektronik kitap şeklinde okura ulaşma yolları karşımıza çıkıyor. Dolayısıyla sesli kitapları ben basılı kitabın bir alternatifi olarak görmüyorum. Okurun ihtiyacına göre hazırlanmış bir kitap formatı olarak görüyorum. Geçtiğimiz yıllarda da tüm dünyada sesli kitabın çok yaygın bir uygulama olduğunu görüyorduk. Fakat Türkiye’de bir türlü kendine alan bulamıyordu. Son dönemde artık elimizdeki teknolojik imkânları oyun gibi eğlencelerin ötesinde de kullanabileceğimizi fark ettik ve sesli kitaplara yönelmeye başladık. Bizim toplumumuz aslında kitap okumaya oldukça hevesli. Ancak kitap için ayıracak zamanımız kısıtlı. Bu noktada sesli kitap herkes için önemli bir avantaj sunuyor. Ben de sesli kitabı bu yıl keşfettim. Bir röportaj için bir kitabı hızlıca okumam gerekiyordu ancak hiç vaktim yoktu.

Kitabın sesli formatını bir gün boyunca yolda ve evde farklı işler yaparken dinleme imkânım oldu. Bu süreçte işimi kolaylaştırdığını fark ettim. Sesli kitap için yüksek bütçeler ayrılmasına gerek olmaması da oldukça büyük bir avantaj. Diğer yandan telif hakları noktasında da bir sıkıntı söz konusu değil. Basılı kitabın baskı ve depolama benzeri maliyetlerini de ortadan kaldırıyor. ALIŞKANLIK KAZANDIRABİLİR
Meseleye çocuk kitapları bağlamında baktığımızda öncelikle bu tür kitapların yaş aralığının oldukça geniş olduğunu hatırlamak gerekiyor.
Okul öncesi yaş grubu için kitabın dinlemenin ötesinde resimleri görerek resimleri okuma ve kitabın sayfalarını çevirerek oluşan bir dinamizm ve etkileşimden oluşan geniş katmanlı anlamlar ortaya çıkıyor. Bu noktada eğer okul öncesi için bir kitap sesli kitap düşünüyorsak, burada aslında biraz daha uzun metinlere ihtiyacımız olacağını ön görebiliriz. Yani resmin çocuğun zihninde oluşturacağı hikâyeyi tamamlayan anlamları sese aktarmak gerekiyor. Bu da şimdilik çok pratik bir şey gibi gözükmüyor. Ama ilerleyen yaş gruplarına yönelik kitapların sesli formatlarda sunulması çocuklara okuma alışkanlığı kazandırma noktasında da bir adım olabilir. AYŞE TUBA AYMAN – TİMAŞ YAYINLARI: Önemli olan kitabın okurla buluşması
E-kitapta beklenen ivme yakalanamamış olsa da sesli kitabın son birkaç yıl içindeki yükselişi göz ardı etmek mümkün değil.
Kurgu ve kurgu-dışı olmak üzere özellikle popüler başlıklarda çift yönlü bir trafik söz konusu; hem sesli kitap platformunda kitabı keşfedip basılı versiyonu edinen var, hem de klasik edisyonu üstünden sesli kitaba giden. Bunu matbu yayıncılık bir tehlike olarak görmek en azından şu an için, Türkiye şartlarında fazla karamsar bir tavır olur. Önemli olan bir şekilde kitabın okurla buluşması, birbirini besleyen iki kanal olarak bakmakta fayda var. Timaş Yayınları olarak sesli kitap dinleyici kitlesinde karşılık bulabilecek başlıklar başta olmak üzere kitaplarımızın hızla formata uyarlanması için çalışıyoruz. KLASİK YOL TERCİHİM
Profesyonel olarak çokça e-kitap ve dijital dokümanla muhatap olsam da bir okur olarak kitaplarla ilişkimi klasik yollarla sürdürmeyi tercih ediyorum hâlâ.
Bu tamamen kişisel bir tercih, ortada zaten sayılarla ispatlanmış net bir ilgi söz konusu. EREN KAHRAMAN – İZ YAYINCILIK: Matbu kitap her zaman revaçta olacak
E-kitapların ilgi görmemesi farklı bir durum. Yayıncıların adapte olamadığı hep konuşulur ancak güvenlik kaygılarını da düşünmek zorundalar. Türkiye’de ciddi korsan satışı var. Üstelik bunun suç olmayı bırakın doğru olduğuna bile inanan bir kitle var. Dijital ortama geçtiğinde eser her türlü yayılabilme tehlikesi ile karşı karşıya olduğundan e-kitap mecrasının oluşmasını engelliyor. Ayrıca matbu kitaptan kapağı, sayfaların fotoğrafını ya da sesli kitaptan görsellerini Instagram storylerinde paylaşabiliyorsunuz. E-kitap için böyle bir durum mevcut değil. Bence eylemi yapmak kadar diğer kişilerle ne kadar etkileşim içinde olacağı da önemli. E- kitaba göre sesli kitabın bir artısı da bu. Hem sesli kitap hem de e-kitap matbu açıdan sıkıntılı olabilir ancak yayıncılık açısından fark etmemeli. Çünkü yayıncı içerik hazırlar. Mecra önemli olmamalı. Pandemi sonrası çağda tüm sektörlerde bu tür araç değişimleri mevcut. Siz içeriği üreten olarak ulaşımda yeni nesil iletim araçlarına ne kadar adapte olabiliyorsunuz sadece bu açıdan değerlendirilmeli. HER KİTAP SESLİ FORMATA UYMAZ
Kitap okumanın hem alternatifi olabilir hem de olmayabilir.

Sonuçta bazı kitapları sakin bir ortamda dinleseniz dahi odaklanmayı sağlayamayabiliyorsunuz. Dışarıda dinlendiğini gözlemliyorum. Ben de “Dinlebi” üyesiyim. Arka fonda çeşitli ortam sesleri gibi uygulama özellikleriyle pek ala keyifli oluyor. Ancak bu markalar da kitap seçerken bazı çok sayfalı kitapları eklemiyorlar. Onlar da odaklanma durumunun farkında sanırım. Kısaca her kitap sesli kitap sistemine uymayabiliyor. Sesli kitaplar kitaba fazla ilgi duymayan birisini de dahil edebilecek bir mecra. Açıkçası sonunda daha çok kitabın olacağı her mecraya açığız. Bunun finansmanı zamanla oturacaktır. Bugünden ne kazandırdığını düşünmek yerine daha çok okur kazanabiliyor muyuz buna bakmak gerekir. Sonuç olarak matbu kitabın her zaman revaçta olacağına inanıyorum. Kitaplık oluşturmak, sanat eseri koleksiyonerliği gibi bir kültür bir tutku. Bence etkilemeyecektir, katkı sağlayacak, yeni okuyucular kazandıracaktır. ÖMER BAL – İNSAN YAYINLARI: Kitapların tanıtımına katkı sunuyorlar
Sesli kitabı matbu yayıncılık için bir tehlike olarak görmüyorum.
Bilakis sesli kitap platformları matbu yayıncılığı ciddi anlamda destekliyor. Hâlihazırda yayınevlerine çok fazla maddi getirisi olmasa da bu platformların kitapların tanıtımı noktasında önemli bir rolü var. Sizin de sorunuzda belirttiğiniz gibi e-kitap beklenen ilgiyi görmedi. Çünkü e-kitap ve matbu kitap okuyucusu aynı kitle ve hâlâ klasik yöntemden vazgeçmiyor. Sesli kitapta ise durum farklı. Dinleyiciler, kitap okumaya vakit bulamayanları ve bunu alışkanlık haline getiremeyenleri de kapsıyor. Dolayısıyla sesli kitap aracılığıyla kitap okuyucusundan farklı muhataplara da ulaşma fırsatımız oluyor. Bu da bir avantaj. BU PİYASA DAHA DA BÜYÜYECEK
Düzenli bir sesli kitap dinleyicisi değilim.
Ama özellikle trafikteyken dinlemeyi seviyorum. Gözlemlediğim kadarıyla seslendirmenlerin kalitesi platformun tercih edilmesinin en önemli sebebi. Ayrıca dinleyicinin kolayca odaklanabildiği kitaplar daha çok ön planda. Birtakım meşgaleler sırasında nitelikli vakit geçirmek isteyenlerin de sesli kitaba yöneldiğini görüyoruz. Bu piyasanın daha da büyüyeceğini düşünüyorum. BERK İMAMOĞLU – STORYTEL TÜRKİYE: Sesli kitaplar kitabın en kolay tüketilebildiği hali
Sesli kitaplar kitabın en kolay tüketilebildiği hali.
Özellikle mobil uygulamaları, istediğimiz kitaba istediğimiz zaman ulaşabildiğimizi, koca bir kütüphaneyi cebimizde taşıyabildiğimizi düşündüğümüzde, kitabın bu kadar kolay tüketilebilen bir halinin daha önce olmadığını rahatlıkla anlayabiliyoruz. Bir hikâyeyi veya bilgiyi okuyarak da öğrenebilirsiniz biri size anlattığında da öğrenebilirsiniz. Aynı bilgiyi okuma veya dinleme eylemi ile almanız, bilgiyi veya hikâyeyi değiştirmeyecektir. Bugüne kadar okuma ve dinleme konusunda karşılaştırmalı olarak yapılmış birçok araştırma var ve araştırma sonuçları ya farkın olmadığını ya da dinleyerek öğrenmenin daha kalıcı olduğunu gösteriyor.

Bu konuyla ilgili olarak son zamanlarda çok sevdiğimiz bir söylem var o da “kitap bitirmek.” Bize sosyal medyadan yazan veya bizi etiketleyerek paylaşım yapan kullanıcılarımızın söylediği ortak şey; Storytel sayesinde ne kadar çok kitap bitirdikleri. Yani okumak veya dinlemekten öte siz de daha çok kitap bitirmek isterseniz Storytel’i öneririm. Bugün itibariyle kullanıcılar Storytel Türkiye’de ülkemizin en sevilen yazarlarının birçoğunun kitaplarına, en çok satan, en popüler kitaplara ve zamansız klasiklerin en iyi örneklerine erişebiliyor. Storytel, Türkiye’nin en büyük sesli kitap kütüphanesine sahip. ZAMANI DEĞERLİ HALE GETİRİYOR
Dünyada sesli kitaplar özellikle akıllı telefonların hayatımıza girmesiyle beraber hızla yaygınlaştı ve yaygınlaşmaya devam ediyor.
Türkiye’de sesli kitap piyasası henüz yeni olgunlaşıyor diyebiliriz. Sesli kitapların mobil uygulamalar aracılığı ile hayatımıza girmesi 2014’te Seslenen Kitap ile ve bugünkü anlamda yaygınlaşmaya başlaması da 2018’de Storytel’in lansmanı ile oldu. Bugün itibariyle hem yayınevleri hem de kitapseverler sesli kitaplara sıcak bakmaya başladı. Yayınevleri tarafında, bir eserin sesli kitap haline getirilmesinin basılı kitaba bir tehdit oluşturmadığı anlaşıldı. Eserlerin sesli kitap haline getirilmesi ile ilgili bir motivasyon oluştu. Kitapseverler de bunu talep eder hale geldi. Kitapseverler sesli kitapların hayatlarını nasıl zenginleştirdiğini gördüler ve çevrelerine tavsiye etmeye başladılar, sesli kitaplar gündelik hayatlarının bir parçası haline geldi. Başlangıçta sesli kitaplar arabada ve metroda yolculuk yaparken dinlenirken sesli kitap deneyimi arttıkça bunun spor yaparken; yürüyüşte, koşuda ve spor salonunda da keyifle dinlendiğini keşfettiler. Bunu ev işleri yaparken dinlemek takip etti. Bugün geldiğimiz noktada, Storytel zamanı değerli hale getirmeye yardımcı olan bir uygulama olarak kitapseverlerin hayatının bir parçası haline geldi. Storytel’de bugün itibariyle 4 bin 500’den fazla Türkçe sesli kitap, 2 bin 500’den fazla e-kitap, 125 bin İngilizce sesli kitap ve 165 bin İngilizce e-kitap bulunuyor. Bir abonelik hizmeti sunduğumuz için, Storytel kullanıcıları bu kütüphanenin tamamına erişim sağlıyor. 2021 yılında Storytel Türkiye’de Türkçe içerikler toplam 11 milyon 390 bin saat dinlendi. Bu da binlerce kitabın dinlendiğine işaret ediyor. EN ÇOK “BEN, KİRKE” DİNLENDİ
Storytel’de 2021’in en çok dinlenen kitabı Madeline Miller tarafından yazılan ‘Ben, Kirke’ oldu.
Kitap, 2020’de oyuncu Damla Sönmez tarafından seslendirildi. Önceki yıllarda olduğu gibi, yılın en iyileri listesine yine romanlar hakim. İkinci sırada Gülseren Budayıcıoğlu’nun kitapları Camdaki Kız, Kral Kaybederse, Hayata Dön ve Madalyonun İçi yer alıyor. Üçüncü sırada ise Yuvan Noah Harari’nin yazdığı, Tilbe Saran’ın seslendirdiği Sapiens var. J.K Rowling tarafından kaleme alınan Harry Potter serisi, Çocuk Kitapları Kategorisi’nde en popüler sesli kitap olurken, onu Şermin Yaşar’ın kitapları Dedemin Bakkalı, Oh Ne Ala Memleket, Abartma Tozu, Cingo ve Küçük Prens takip ediyor. Bu yıl tüm kategorilerde en çok dinlenen yazar J. K. Rowling oldu. 2021 yılında Storytel’de en çok dinlenen ilk 10 sesli kitap; Ben, Kirke, Camdaki Kız, Sapiens, 1984, Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı, Hayata Dön, Harry Potter ve Ateş Kadehi, Hayvan Çiftliği, Şeker Portakalı ve Kral Kaybederse. En çok dinlenen ilk 10 sesli çocuk kitabı; Harry Potter serisi, Dedemin Bakkalı, Oh Ne Ala Memleket, Abartma Tozu, Cingo, Küçük Prens, Masal Masal İçinde, Anlatsam Film Olur – Kral Şakir, Açlık Oyunları ve Ah Bir Kedi Olsam. 2021 yılında Storytel’de en çok dinlenen yazarlar Gülseren Budayıcıoğlu, Ahmet Ümit, Fyodor Dostoyevski, Zülfü Livaneli, George Orwell, Ayşe Kulin, Yuval Noah Harari, Madeline Miller, Sabahattin Ali ve Lev Nikolayeviç Tolstoy. KAYNAK: YENİ ŞAFAK

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.