Dünyanın en büyük buğday üreticilerinden olan Rusya ve Ukrayna’nın yaşadığı sıcak savaşın ardından Türkiye’de “Gıdada arz sorunu olur mu?” sorusu …
Dünyanın en büyük buğday üreticilerinden olan Rusya ve Ukrayna’nın yaşadığı sıcak savaşın ardından Türkiye’de “Gıdada arz sorunu olur mu?” sorusu gündeme geldi. Temel gıda ürünü olan hububat ve bakliyattaki son durumu araştırdık. Geçen yıl hem küresel salgın Kovid-19 hem de kuraklıkla mücadele eden Türkiye’de bazı ürünlerde rekolte kaybı yaşandı.
Tahıl ürünleri üretim miktarı 2021’de bir önceki yıla göre yüzde 14.3 oranında azalarak yaklaşık 31.9 milyon ton oldu. Sabah’ın haberine göre, Ürün arz güvenliği için düğmeye basan hükümet, geçen yıl eylülde hububat ve bakliyat ürünlerinde gümrük vergisini sıfıra indirdi. Başta buğday olmak üzere birçok üründe depolar doldurulurken, arz sorunu önlendi.
BUĞDAY 20 MİLYON TONU BULUR
Sektör temsilcilerinden edinilen bilgilere göre, hali hazırda 3 milyon 700 bin tonun üzerinde buğday stoku var. Kişi başına ortalama tüketim 193 kilogram. Aylık toplam tüketim 1 milyon ton. Türkiye’de buğday yeterlilik oranı yıllar itibarıyla yüzde 85-100 arasında seyrediyor. Ülkede buğday ekim alanları 7.1 milyon hektarın üzerinde.
Dekar başına ortalama verim ise 296 kilogramı buluyor. Geçen yıl kuraklık nedeniyle 17 milyon 650 bin ton rekolteye ulaşıldı. Bu yıl iyi giden yağışların da etkisiyle 20 milyon tonun üzerinde rekolte bekleniyor. İlk hasat 15 Mayıs’ta başlıyor. Sektör temsilcileri mevcut stokun yeni hasat dönemine kadar rahatlıkla yeteceğini belirtiyor.
NOHUTTA YETERLİLİK % 100’Ü GEÇTİ
Baklagillerin en önemli ürünlerinden biri olan nohutta Toprak Mahsulleri Ofisi’nin verdiği alım garantisinin de etkisiyle rekor seviyelerde üretim elde edildi. 2020’de 630 bin tona ulaşılan nohutta yeterlilik oranı yüzde 127.5 seviyelerine kadar yükseldi. 2021’de kuraklığın etkisiyle üretim 475 bin tona gerilese de ülkemizde yıllık ortalama 400 bin ton olan nohut tüketimi ile yeterlilik oranı yine yüzde 100’lerin üzerinde seyretti.
Nisanda ekimi başlayan nohut hasadı temmuz-ağustos aylarında yapılıyor. Nohudun buğday kadar su ve gübreye ihtiyacı yok. Girdi maliyetleri görece düşük olduğu ve alım garantisi nedeniyle çiftçinin nohut üretimine olan iştahının arttığına dikkat çekiliyor. Nohut ihracatına da kısıtlamanın getirildiğini belirten sektör temsilcileri, depolarda yeterli stokun bulunduğunu, arz sorunun olmadığını vurguluyor.
PİRİNÇ ÜRETİMİ YÜKSELDİ
Türk mutfağının en önemli ürünlerinden biri olan pirincin yurtiçi üretiminin iç talebi karşılama oranı yüzde 84.9. Kişi başı pirinç tüketimi 8 kg. Pirinç ekimi mayısta başlayacak. Hasadı ise eylül-kasım arasında tamamlanacak. 2021’de bir önceki yıla göre yüzde 2’lik artışla 1 milyon ton rekoltenin elde edildiği pirinçte, bu yıl yağışların iyi gitmesinin üretime pozitif katkı sağlayacağı belirtiliyor.
HÜKÜMET NE TEDBİR ALDI
Yeşil ve kırmızı mercimek, nohut, fasulyenin ihracatına kısıtlama getirildi. İthal edilecek bakliyat ürünlerinde gümrük vergisi sıfırlandı. Temel gıda ürünlerinde KDV oranı yüzde 1’e indirildi. Bakliyat, un, bulgur, mısır irmiği ihracatı izne tabi ürünler listesine eklendi.
Ayçiçek, kanola, mısır, palm yağlarında gümrük vergisi 30 Haziran’a kadar sıfırlandı. Cumhurbaşkanı kararı ile boş bırakılan, atıl durumda bulunan veya nadasa bırakılan araziler üretime kazandırıldı. Atıl arazilerde, hububat, baklagil ve yağlı tohumlu bitkilerin üretiminin geliştirilmesi, kurutma veya işleme tesisleri kurulması, sağlanan hibelerle desteklenecek.
EKİM ALANI YÜZDE 20 ARTTI
Geçen yıl şiddetli kuraklığın etkisiyle rekoltenin yüzde 30 azaldığı kırmızı mercimekte 228 bin ton verim elde edildi. Yüzde 70’lerde seyreden yeterlilik oranı ise yüzde 50’lere geriledi. İthalat izninde gümrük vergisinin sıfırlandığı mercimekte, ithalat yapılarak arz güvenliği sağlandı. Ekimi, Güneydoğu Anadolu’da kasım ve aralık aylarında, İç Anadolu’da da ocak ayı sonu itibarıyla tamamlanıyor. Hasat ise mayıs sonunda başlayıp haziran boyunca devam ediyor. Bu yıl ekim alanı yüzde 20 artan kırmızı mercimekte, nisan yağışlarının da iyi gitmesi halinde yüzde 20’lik rekolte artışı bekleniyor.
FASULYE ÜRETİMİNDE REKOR KIRILDI
2021 yılı kuru fasulye ekiliş sezonunda atıl arazilerin tarımsal üretime kazandırılması ve hibe tohum verilmesi sonucunda önceki yıllara göre üretimde rekor artış gerçekleşti. Öyle ki, 2020’de 279 bin ton olan kuru fasulye üretimi 2021’de 305 bin tona çıktı.
Kişi başı tüketimin 3.3 kilogram olan kuru fasulyede, yıllık tüketim ise ortalama 276 bin ton olurken yeterlilik oranı yüzde 100’ü aştı. İhracatın izne tabi tutulduğu kuru fasulyede bu yıl ekimler mayıs ortasında başlayıp haziran ortasında tamamlanacak. Kuru fasulyede üretim iştahının arttığına dikkat çeken sektör temsilcileri, bu yıl da rekor üretim beklediklerini vurguluyor.
AYÇİÇEĞİ ÜRETİMİNE TALEP YÜKSEK
BU yıl en çok gündemde tutulan ürünlerin başında ayçiçeği geliyor. 2021’de 2 milyon 215 bin ton üretimin yapıldığı ayçiçeğinde yaklaşık 800 bin ton da ithal edildi. Ortalama 3 kilogram ayçiçeğinden 1 kilogram yağ üretildiği dikkate alındığında, ülkemizde yıllık ortalama 1 milyon ton ayçiçeği yağı üretildi.
Başta Rusya ve Ukrayna olmak üzere 800 bin ton da ayçiçeği yağı ithalatı yapıldı. Toplam 1.8 milyon ton ayçiçeği yağı rezervi bulunan Türkiye’de 500 bin ton ihracat yapılıyor. Ülkemizde 1.2 milyon ton yıllık ayçiçeği tüketilirken mevcut stokların yeterli olduğuna dikkat çekiliyor. Ayçiçeği yağında suni gündemlerin yaratıldığını belirten sektör temsilcileri, ayçiçeği fiyatlarının son bir yılda yüzde 50 arttığını, çiftçinin bu alanda üretim iştahının artacağını vurguluyor. Mart ve mayıs aylarında ekilen ayçiçeği üretimine çiftçinin talebi yüksek.
SUNİ GÜNDEM OLUŞTURULUYOR
Ulusal Baklagil Konseyi Başkanı Abdullah Özdemir, hububat ve bakliyat stoklarının yeterli olduğunu, bu alanda suni gündemler oluşturulduğunu söyledi. Mersin Ticaret Borsası Başkanlığı da yapan Özdemir, “Ülkemizde buğdaydan arpaya, nohuttan fasulyeye tüm ürünlerde yeterli stokumuz var. Yeni hasat dönemine de şurada 2.5 ay kaldı. Hiçbir sıkıntımız yok. Vatandaşlarımız rahat olsun, asla kıtlık söz konusu değil” dedi. Devletin gıda arz ve güvenliğine büyük önem verdiğini belirten Özdemir, “Üretici şirketler de en az 2-2.5 aylık ürünleri ellerinde bulundurur. Ne üretimde ne tedarikte bir sıkıntı bir aksaklık söz konusu değil” diye konuştu. Hububat ve bakliyatın dünya borsasının bulunduğunu belirten Özdemir, şöyle devam etti: “Bu ürünlerde sadece ülkemizde değil dünyada fiyat artışları gerçekleşti. Bizde dövizin de etkisiyle fiyat artışları oldu ama devletimiz burada üzerine düşeni yaptı. Bu yıl mart-nisan yağışları da iyi giderse tüm ürünlerde rekoltenin artmasını bekliyoruz.”
ATIL ALANLARIN AÇILMASI YENİ ÜRETİMİ ARTIRIR
Türkiye’de hububat ve bakliyat ürünlerinin arzında hiçbir sıkıntının olmadığını belirten Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis, “Bugün artan fiyatlarla karşı karşıyayız, eksik bir ürün söz konusu değil” dedi. Ülkelerin gıda güvenliği ve sağlıklı gıdaya erişim konusunda yerli üretime öncelik vermesinin büyük önem taşıdığına dikkat çeken Reis, “Ülkemizde yeterlilik oranımız yüksek düzeyde. Bunun daha da artması için atıl tarım arazilerimiz üretime açıldı. Bu çok önemli bir gelişme. Üretime muhakkak çok pozitif yansıyacaktır. Ancak tarımsal desteklerin artan maliyetler doğrultusunda revize edilmesi, koşulların iyileştirilmesi üreticiyi teşvik edecek ve daha fazla üretim ortamı sağlayacaktır. Daha doğrusu daha az maliyetle daha fazla yerli üretim fiyat istikrarı sağlayacaktır” diye konuştu.