E spor Gazetesi olarak yep yeni bir seri ile karşınızdayız. Bu serimizde esporcuların aileleriyle röportajlar yapıp e spor ile ilgili neler …
E spor Gazetesi olarak yep yeni bir seri ile karşınızdayız. Bu serimizde esporcuların aileleriyle röportajlar yapıp e spor ile ilgili neler düşündüklerini, çocuklarıyla e spor sürecinde neler yaşadıklarını öğreneceğiz. Esporcu aileleriyle takipçilerimizi sorularla buluşturduğumuz serimizin ilk konuğu PUBG arenasında Digital Athletics takımıyla birçok başarıya imza atan, BBL Esports’a transfer olmasıyla birlikte yeni takımındaki ilk başarısını da PROTALITY ile çok kısa bir zamanda yaşayan başarılı PUBG oyuncusu Bünyamin “CodeMarco” Yalçınkaya’nın babası Yılmaz Yalçınkaya!
1) Öncelikle Yılmaz Yalçınkaya kimdir? Kendinizden biraz bahseder misiniz?
“1975 Mardin Kızıltepe doğumluyum. 3 çocuk babasıyım. Yaklaşık 20 yıldır eğitim kurumlarında öğretmen ve yönetici olarak çalıştım. Halen de Mardin’de aktif bir şekilde okul müdürü olarak görev yapıyorum.”
2) E spor‘un varlığından ilk olarak ne zaman ve nasıl haberdar oldunuz?
“Ben esporu 2017 yılında Bünyamin’in bilgisayara ve oyunlara fazla zaman ayırmasıyla farkettim.”
3) E spor ile tanıştıktan sonra video oyunlarına olan bakış açınızda bir değişiklik oldu mu?
“Esporu ilk farkettiğimde etki alanını tam olarak bilmediğimden oyun videolarını bir zaman kaybı olarak görüyordum. Ancak şu anda esporun gerek ülkemizde gerekse global anlamda büyük bir ivme ve büyük bir etki alanına sahip olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.”
4) Gözlemlediğiniz kadarıyla dijital sporların kişisel gelişim açısından faydaları ve zararları nelerdir?
“Esporla ilgilenen bireylerin obezite tehlikesinin farkında olmalarını bunun için de hareketli bir yaşantıyı tercih etmeleri ve asosyal olmamaları gerekiyor. Bunun yanında esporun olumlu etkilerinden bahsedecek olursak; Takım ruhuyla çalışmayı öğrenme, farklı kültürlerdeki oyuncular ile farklı dillerde iletişim kurabilme ve dil öğrenebilme imkanı, stratejik, analitik düşünme ve hızlı karar verebilme yeteneğinin gelişmesi,
el, göz ve zihin koordinasyonu sağlaması, teknolojik bilgi ve becerilerinin arttırılması, farklı kültürlerin tanınabilmesi ve farklı kültürlerdeki insanlarla arkadaşlık kurabilmesi, oyunların temelinin matematik olmasından hareketle çocuklara oyunlar üzerinden ders öğretilebilmesi, strateji oyunu oynayan çocuklarda görev yönetimini arttırması, liderlik vasfının geliştirilmesi gibi birçok alanda olumlu katkı sağlamaktadır. Olaya bir de şu açıdan bakalım her spor dalı kendi içinde tehlikeli ve faydalı özellikler içermektedir. Bugün dünyanın en popüler sporu futbol bile dünyanın en tehlikeli 10 sporu içinde yer almaktadır. Örneğin boks, araba yarışları, güreş, halter vb. gibi sporların yararı ve zararı bulunmaktadır. Sonuç olarak esporun da geleneksel sporlar gibi kişisel gelişime katkı sağladığı ve zararlı alışkanlıklardan koruduğu ortadadır. Tabi ki her sporda olduğu gibi çeşitli olumsuz tarafları bulunsa da önemli olan esporların sağlığı tehlikeye atmayacak şekilde bilinçli yapılmasıdır.”
5) Bir babanın gözünden CodeMarco kimdir, günlük hayatta neler yapardı, nasıl bir çocukluk geçirdi ve şu an nasıl bir kişiliğe sahip?
“Bana gore CodeMarco kendi yeteneklerinin farkında olan gelişimini bu yönde tamamlamak isteyen dayatmalara gelmeyen özgüveni yüksek, yerine göre eğlenceli, zararsız ve rahatını seven bir kişiliğe sahiptir. CodeMarco’nun bilişim teknolojilerine aşırı bir ilgisi vardı bu nedenle zamanının çoğunu bilgisayar başında geçirirdi.”
6) Babalık görevinizin yanında bir öğretmen olarak oğlunuz Bünyamin “CodeMarco” Yalçınkaya’nın oyunlara olan ilgisini ve esporcu olma isteğini nasıl karşıladınız?
“Bir eğitimci olarak CodeMarconum bilgisayar başında çok fazla zaman geçirmesine asla gönlüm razı olmuyordu ve buna müsaade etmiyordum. Bunun için zaman zaman tartıştığımız da oluyordu. Onu anlamak da istemiyordum çünkü marko gerçekten zeki bir çocuktu bunu okuyarak değerlendirmesini istiyordum. Ama onun ilgi ve yeteneği bana başka bir şeyler söylüyordu. Bunu farketmem de çok geç olmadı. Bu anlamda başarısını görünce her geçen gün onu kabullendim ve gerekli desteği vermeye başladım. Bunun için asla pişman değilim, çok doğru bir karar verdiğime de inanıyorum. Eğitimin en önemli ilkesi her birey kendi ilgi ve yetenekleri doğrultusunda yönlendirilmelidir. Bunu ebeveyn olarak başarabilirsek toplum olarak daha başarılı ve daha mutlu bir nesil yetiştireceğimize inanıyorum.”
7) Bildiğimiz kadarıyla espor sektörüne ilgili olan bir babasınız, esporun geleceği hakkında düşünceleriniz neler? Espor nereye doğru gidiyor?
“Dünya’da ve Türkiye’de gittikçe büyüyen bir kitleye sahip olan espor artık resmi hale geldi. Federasyonlar ve kulüpler kuruldu yönetmelikler yazıldı yani esporun artık profesyonel bir spor branşından farkı yok. oyunlar, internet sayesinde milyonları aşan kitlelere ulaştı. Doğal olarak, oyun sektörü için de apayrı bir sektörün ortaya çıkmasına vesile olan bu yayılım, oyuncular arasında düzenlenen turnuvalar sayesinde artık genel geçer bir spor türü niteliğini kazanmış duruma geldi. Bana göre espor daha yeni başlıyor ve çok daha büyük gelişmeler kaydedecektir.”
8) Aileler, teknolojik ürünler ve oyunlara karşı biraz mesafeli olabiliyor. Bu da birçok genç yeteneğin keşfedilmesini engelliyor. Ailelere vermek istediğiniz bir mesaj var mı?
“Günümüzde teknolojiden ayrı yaşamak artık mümkün değil. Teknolojik ürünler okullarda bile bir eğitim aracı olarak kullanılmaktadır. Bunun kaçarı kalmadı artık. Aile gözetiminde ve kontrollü kullanıldığı sürece zarar değil fayda sağlayacaktır. Aile, çocuğun teknolojik ürünlerde ve oyunlarda geçirdiği zamanın amacını iyi bilmeli ve o niyetle bir tasarrufta bulunmalıdır.”
9) Röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederiz. Son olarak buradan Espor Gazetesi takipçilerine neler söylemek istersiniz?
“Öncelikle bu röportaj için Espor Gazetesi çalışanlarına ve takipçilerine çok teşekkür ediyorum. Ben sosyal medyadaki esporla ilgili tüm haber sitelerini takip ettiğim gibi Espor Gazetesini de takip ediyorum. Zengin içerik ve güzel haberler için takipte kalmaya ve desteklemeye devam edelim.”
Röportaj teklifimizi kabul ettiği için Yılmaz Yalçınkaya’ya tekrar teşekkür ederiz.
