Rusya’nın İstanbul Başkonsolosluğu, Donbass operasyonunun nedenlerine, gelişim sürecine ve Batı’nın yaptırımlarına ilişkin bir açıklama paylaştı …
Rusya’nın İstanbul Başkonsolosluğu, Donbass operasyonunun nedenlerine, gelişim sürecine ve Batı’nın yaptırımlarına ilişkin bir açıklama paylaştı.
Batı’nın, özellikle sosyal medyada propaganda araçlarını aktif bir şekilde kullandığına değinilen açıklamada, Rusya’nın ‘savaşı’ başlatan olmadığına, Ukrayna halkı ile tarihsel anlamda güçlü ve kardeşçe bağların bulunduğuna dikkat çekildi.
Başkonsolosluktan yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Ukrayna topraklarında Rus özel askeri harekatının başlamasından bu yana 28 Şubat’ta ilk kez düzenlenen Rus-Ukrayna müzakerelerinin ilk turu gerçekleşti. Müzakerelerin ana sonucu müzakere sürecinin sürdürülmesine yönelik bir anlaşma oldu. Bu da Ukrayna tarafının ihtiyatlı davranacağı ve mevcut askeri-siyasi krizden bir çıkış yolu bulmaya yönelik önlemler alacağı konusunda umut vermekte.
Rus yönetiminin daha önce belirttiği gibi özel askeri harekatın amacı her şeyden önce 8 yıldır Kiev rejimi tarafından aşağılama, taciz ve soykırıma maruz kalan insanları korumaktır. Ukrayna çileri tarafından ulusal, dilsel veya dini nefret temelinde zulüm gören Donbass sakinleri başta Ukrayna’nın diğer bölgelerinde Rusça konuşan kişiler söz konusudur. Hareketlerimiz, Ukrayna’nın silahsızlandırılma ve nazisizleştirilmesi; Rusya vatandaşları dahil sivillere karşı sayısız suç uyguyalanları adalete teslim edilmesi; Ukrayna’da sözde kolektif Batı tarafından yaratılan ‘Anti-Rusya’ projesinin imha edilmesine yöneliktir. Rus tarafının Ukrayna topraklarını işgal etme gibi bir amacının olmadığını özellikle vurguluyoruz.”
Operasyon öncesi Donbass’taki duruma değinilen açıklama şöyle devam etti:
“8 yıldır Batı ülkeleri, Avrupa’da büyüyen krizin ve insani ve siyasi bir felaketin ortaya çıkmasına neden olan Ukraynalı çilerin Donbass’ta işledikleri savaş suçlarına sessiz kaldılar ve göz yumdular. Ne yazık ki, bu durumda Ukrayna halkı, Kiev rejiminin suç eylemlerine rehin oldu. Ve şu anda Ukrayna halkı için ilk tehdidi, Batı yanlısı medyanın bizi ikna etmeye çalıştığı gibi Rus askerleri değil, sivillerin arkasına canlı kalkan olarak saklanan Ukraynalı çiler oluşturur.
Ukrayna’da yaşananları umursayan herkese sesleniyoruz. Sadece Ukrayna’da değil, diğer yabancı medyalarda da Rusya’ya karşı gerçek bir enformasyon savaşı yürütülüyor. Rus ordusunun ‘cinayetleri’ hakkındaki sahte haberler, sosyal ağlarda aktif olarak yayılıyor. Donbass’ta Ukraynalı çiler tarafından daha önce yıkılan evlerin videoları, Rus askeri operasyonunun sonuçları olarak sunuluyor. Ukrayna ordusunun yerleşim alanlarını bombalaması ve binalara hatalı isabet etmesi de Rusya’nın sivillere yönelik saldırılarının delili olarak sunuluyor. Rus silahlı kuvvetlerinin sivil tesisleri tehlikeye atmadan yalnızca askeri hedeflerini isabet ettiğini vurguluyoruz.
Buna karşılık, Ukrayna ordusunun bir cevabi darbeyi kışkırtmak için Ukrayna şehirlerinin yerleşim bölgelerine zırhlı araç ve ağır topçu yerleştirmesinin gerçeklerine (ki Ukrayna videolarının kendileri tarafından da doğrulanmaktadır) dikkat çekmek istiyoruz. Bu yöntem, bilindiği gibi, uluslararası terör örgütlerinin sevdikleri harekât tarzıdır. Ukraynalı yetkililer tarafından radikal heriflere ve hatta gözaltı yerlerinden özel olarak serbest bırakılan suçlulara kontrolsüz silah dağıtımı Kiev rejiminin Ukrayna sakinlerine yönelik düşüncesiz tutumunun tezahürü oldu. Bu da sonuç olarak sivillere karşı şiddete, Ukrayna şehirlerinde soyguna ve çapula yol açar.”
Sosyal medyada propaganda amaçlı sahte paylaşımların dolaşıma sokulduğuna vurgu yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Çoğu defa, Ukraynalı propagandacılar Rus ordusunun ‘suçlarına’ dair sahte kanıtlar düzerek kendilerini teşhir ediyorlar. Örneğin, Zmeiniy Adası garnizonundan gönüllü olarak silahlarını bırakan ve Rus savaş gemileriyle Kırım’a götürülen ama nedense Ukrayna Cumhurbaşkanı tarafından ‘ölümünden sonra ödüllendirilen’ 82 Ukraynalı askerin hikâyesiyle böyle oldu. Benzer bir şekilde sosyal medyada Kiev’de Rus gibi sunulan bir Ukraynalı zırhlı taşıtı tarafından sivil bir araba ile çarpışmasını ‘pompalamaya’ çalıştılar. Bazı tahminlere göre, bu tür sahte videoların sayısı yüz binleri aşmaktadır.
İnternet ve sosyal ağların kullanıcılarından şu anda Ukrayna ve Batı medyasında yayılan her şeye güvenmemelerini rica ediyoruz. Ukrayna’daki durumla ilgili devasa miktarda bilgiyi nesnel olarak algılamaya çalışın, mümkünse Rus kaynakları da dahil olmak üzere diğer kaynakları da kullanın. Birçok kez tekrarlanan bir yalan gerçek olur. Bu ünlü ifadeyi ve Batı propagandasının favori ilkesini akılda tutmak gerekiyor.”
Açıklama, Ukrayna halkıyla tarihsel ve güçlü bağların bulunduğuna işaret edilerek şöyle sonlandırıldı:
“Ukrayna halkı bizim için kardeştir ve öyle de kalacaktır. Omuz omuza ortak özgürlüğümüzü ve bağımsızlığımızı savunan, dünyayı faşist tehdide karşı savunan atalarımızın hatırası Rusya’da kutsal bir şekilde anılır. Büyük Vatanseverlik Savaşı sırasında Sovyetler Birliği Kahramanı ünvanını alan Ukraynalıların sayısı iki bini aştı. Dört Ukrayna şehrine Kahraman Şehir ünvanı verildi. Bu gerçekleri unutulmaya terk etmek, Ukrayna’daki çağdaş Nazilerin bunun hatırasını yok etmelerine izin vermek ve savaş suçlularını ve Ukrayna halkının hainlerini bir kaide üzerine dikmek her açıdan kabul edilemez.
Pek çok Türk ve Ukrayna vatandaşının bizimle aynı bakış açısına sahip olduğu gerçeği, özel askeri harekatın başlangıcından bu yana Başkonsolosluğumuza ulaşan çok sayıda mektup ve telefon görüşmesi ile ve Rusya’nın Ukrayna krizindeki operasyonuna destek ve nihayet bu kardeş ülkeye kalıcı bir barış getireceğimizi dilek ifadeleriyle teyit edilmektedir. Rusya karşıtı propagandanın izinden gitmeyen, Ukrayna krizinin nedenlerine ilişkin nesnel bir bakış açısını sürdüren ve bugünlerde bizi destekleyen herkese minnettarız.”