Türkiy’nin Karadeniz’e kıyısı bulunan ülkelere Boğazlardan geçiş konusunda talepte bulunmamaları uyarısının Rusya-Ukrayna savaşındaki olası …
Türkiy’nin Karadeniz’e kıyısı bulunan ülkelere Boğazlardan geçiş konusunda talepte bulunmamaları uyarısının Rusya-Ukrayna savaşındaki olası etkisi uluslararası basında da değerlendirmelere konu oluyor. Washington Post gazetesi, Türkiye’nin bu hamlesinin Rusya’nın Ukrayna işgalini ciddi anlamda etkilemeyeceğini ancak Türkiye’nin denge kurma stratejisini ortaya koyduğunu yazdı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2016’daki darbe girişiminden bu yana en kötü krizle karşı karşıya kaldığı belirtilen yazıda, bu süreçte Rusya’yla sürtüşmenin Türkiye için çok büyük bedelleri olacağını ifade etti.
Rusya’nın Ukrayna’ya müdahalesi sonrasında Türkiye’nin Boğazları Rus savaş gemilerine kapatma sinyali vermesi gündemdeki yerini korurken bu durumun Rusya’ya olası etkileri de tartışma yaratıyor.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, konuyla ilgili son açıklamasında “Bir savaş olduğuna göre bu sebep savaşın tarafı olan ülkelerle ilgili Montrö’nün 19. maddesini uygulamak durumundayız. En son Rusların 27-28 Şubat’ta 4 gemisinin geleceğini söylemişti. Bunlardan 3 tanesi Karadeniz’de üslere kayıtlı değildir. Biz ‘Bu gemileri göndermeyin’ dedik. Montrö’ye taraf olan ülkelere bildirdik” diye konuşmuştu.
ABD’nin önde gelen gazetelerinden Washington Post, Orta Doğu tarihi alanında akademisyen Howard Eissenstat imzalı makalede Türkiye’nin Rus savaş gemilerine Boğazları kapatmasının “Rusya’nın Ukrayna işgalinde büyük bir yön değişimi yaratmaktan ziyade Türkiye’nin kendi diplomatik stratejisi açısından anlam ifade ettiği” yorumunda bulundu.
“HİÇBİR ETKİSİ OLMAYABİLİR”
Bu kararın askeri etkisinin muhtemelen sınırlı olacağını ve Rusya’ya ciddi bir zarar vermeyeceğini belirten gazete, Rusya’nın 2014’te Ukrayna donanmasının büyük bölümüne el koyduğuna, denizlerde halihazırda pek fazla gücü olmayan Ukrayna’nın aksine Rusya’nın Karadeniz Filosu’nda yaklaşık 45 savaş gemisi ve denizaltı bulunduğuna dikkat çekti.
Geçen ay 6 Rus savaş gemisi ve bir denizaltı Boğazlardan Karadeniz’e geçmişti.
Washington Post’un makalesinde, Türkiye’nin Montrö Anlaşması’nı uygulama kararının tam olarak ne anlama geldiğinin de net olmadığı kaydedildi. Yazıda, Rusya’nın halihazırda gemilerini savaş pozisyonuna getirdiği, bu nedenle Boğazlardan geçisin savaşın gidişatında hiçbir etkisi olmayabileceği belirtildi.
Öte yandan Türkiye’nin Montrö kararının Ankara’nın Ukrayna krizinde diplomaside denge kurmasına yardımcı olacağını yazan Washington Post, Türkiye’nin bu krizde riskleri en aza indirme stratejisi benimsediğini ifade etti. Makalede, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Ukrayna konusunda NATO ve Avrupa Birliği’ne yönelttiği eleştirilerin ve arabuluculuk önerisinin de Türkiye’yi bu krizde önemli bir taraf olarak ön planda tutmaya yönelik olduğu belirtildi.
“TÜRKİYE’NİN STRATEJİSİ GÜRÜLTÜLÜ DİPLOMASİ”
Türkiye’nin stratejisini “gürültülü diplomasi” olarak tanımlayan Washigton Post, Ankara’nın Montrö açıklamalarıyla “jeolopolitik önemine” vurgu yapmaya çalıştığı değerlendirmesinde bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2016’daki darbe girişiminden bu yana en kötü krizle karşı karşıya kaldığı belirtilen yazıda, bu süreçte Rusya’yla sürtüşmenin Türkiye için çok büyük bedelleri olacağını ifade etti.
Türkiye’nin Kiev’e destek için çok somut adımlar atmadığı kaydedilen yazıda, Ankara’nın Moskova’ya yönelik yaptırımlara katılmadığına da dikkat çekildi. Türkiye’nin Ukrayna’ya SİHA desteği verdiği, ancak bunların sayısının sınırlı kaldığı ve muhtemelen Ukrayna’ya destekten ziyade Türkiye’nin küresel silah ticareti çabalarıyla ilişkili olduğu yorumu da yazıda yer aldı.