Rusya Federasyonu’nun Donbass’ta, Minsk anlaşmalarını çöpe atarak operasyon başlattığı Donetsk ve Lugansk cumhuriyetlerinin yardım çağrısına yanıt vererek başlattığı müdahale ABD’nin başını çektiği Batı bloğunun yaptırımlarını getirdi. Pandemiden çıkışta dünyadaki kırılgan ortam ve özellikle enerji fiyatlarındaki yükseklik tartışılırken, yaptırımların hem Rusya hem de Avrupa’ya etkileri merak konusu. Gelişmeleri enerji uzmanı Mehmet Doğan ile konuştuk.
‘Türkiye ile Rusya’nın doğalgazda doğrudan bağlantıları transit gelirlerde eksilme yarattı’
Doğan, Rusya Federasyonu ile Türkiye arasında 1980’lere uzanan doğalgaz tedarik ilişkilerini anlatırken, süreç içerisinde farklı hatlar üzerinden tedariğin çeşitlendirilmesinin Ukrayna’ya da etkileri olduğunu belirtti. Mavi Akım hattının Türkiye ile Rusya arasında doğrudan bağlantıyı tesis ettiğini anımsatan Doğan, bunun da transit gelirlerinde azalma yarattığını kaydetti:
“1998 yılına dönersek, Türkiye 1986 ve 90’larda yapmış olduğu müzakerelerle ilk gaz gelirken dahi Rusya’dan bir güzergah çeşitliliği istedi. Yani doğalgaz alımlarını sadece Ukrayna, Romanya, Bulgaristan üzerinden değil bir de Doğu tarafından gelecek bir hat istedi. Burada Gürcistan da konuşuldu ama teknolojinin de gelişmesiyle deniz altından bir hattın yapılmasına karar verildi. Bu hattın adına Mavi Akım projesi dedik. Burada Türkiye, Rusya ile direkt bağlandı. Yine aynı yıllarda Ukrayna tarafında da Rusya, Türkiye’ye gelen gazın arttırılma projesini yapıyordu. 6 milyar gelen gazı 14’e çıkarmak için 8 milyarlık bir yatırım yapıyordu. Ukrayna tarafı Mavi Akım’ın yapılmasından son derece rahatsız olmuştu. Çünkü bunu bir nevi bypass projesi gibi görüyorlardı. Rus tarafı da ‘Bu, Türklerden gelen bir taleptir, bir güzergah çeşitlendirmesidir. Sana da yatırım yapılıyor, senin de Türkiye’ye gönderecek miktarın artacak, dolayısıyla ortada bir sorun yok’ demişti. Daha sonra gelişen olaylara baktığımızda Rusya, tekrar Güney Akım, daha sonra Türk Akım’a döndü, oradan Batı hattını tamamen yok eden bir proje yaptı, aynı zamanda Kuzey Akım projeleriyle bir nevi tüketiciye direkt bağlanma projelerini hayata geçirdi. Bu projeler hayata geçirmesi Rusya’nın en doğal hakkı. Çünkü pazarlara direkt olarak ulaşmak ve transit risklerinden kurtulmak istemesi doğal hakkıdır, herkes yapar. Burada Putin’in de konuşmasında belirttiği gibi ciddi bir rakam var. 250 milyar dolarlık bir pastadan bahsediyoruz. Bu projeler hayata geçince de Ukrayna tarafında bir gelir eksilmesi oldu, ciddi anlamda transit gelirleriyle azalmayla karşı karşıya kaldı. Nedenlerinden biri bu olabilir, yönünü Ukrayna bir parça Avrupa’ya çevirdi, ‘Bana burada pek fazla ekmek yok, Avrupa tarafına bir bakmak lazım’. O sıralarda Rusya da biraz Avrupa baksın dostlarımıza tarzında yaklaştı. Enerji denklemi açısından söylüyorum. Böyle bir konjonktüre döndü olay.”
‘Ukrayna üzerinden gelen Rus gazının kesilmesi Avrupa’yı perişan eder, bunun şu aşamada yerini alacak bir şey de yok’
Kuzey Akım-2’nin durdurulmasıyla ilk defa siyasi gerilimlere enerji denkleminin girdiğini ifade eden Doğan, mevcut durumda Rusya’nın Ukrayna üzerinden de Avrupa’ya doğalgaz gönderdiğini ve hatta talebin arttığını belirtti. Ukrayna üzerinden gelen Rus gazının kesilmesinin Avrupa’yı perişan edeceğini vurgulayan Doğan, bunun yerini alacak bir şey olmadığını da ekledi:
“Enerjideki birinci hamle Almanya’dan geldi. Kuzey Akım 2’yi durdurma kararı aldı. Zaten çalışmıyordu ama bu hat hayata geçmeyecek dedi. Bu aslında gazın bütün tarihçesine bakarsak ilk defa bir enerji denklemi siyasetin içine konmuş oldu. Çünkü bu tip olaylarda, siyasi gerilimlerde veya savaş gibi gerginliklerde bile enerji bu denklemin içine sokulmuyordu. Bu ilk defa Almanya tarafından yapıldı. O kadar garip bir durumdayız ki. Her şey o kadar bir pamuk ipliğine bağlı ki ben evde otururken şu anda huzursuz oluyorum. Bugün itibariyle Ukrayna üzerinden Rus gazı hala Avrupa’ya gönderilmeye devam ediyor, hatta miktarı artıyor. Spot piyasa fiyatları çok arttığı için uzun vadeli kontratlarda ay öncesi fiyatlara bağlı olduğu için ay öncesi fiyatlar yaklaşık bin dolarlarda ama bugün fiyatlar bin 400 dolara çıktığı için Avrupalı alıcılar Rusya’daki taleplerini artırıyorlar. Arttıkça da Ukrayna’dan geçen gaz miktarı artıyor ve Ukrayna bunu taşımaya devam ediyor. Bir taraftan bir ülkeyle savaşılıyor, diğer taraftan Ukrayna, Rus gazını Avrupa’ya gönderiyor. Burada Ukrayna’nın şöyle bir mesajı var; ‘Ben size yardım ediyorum, sizin de bana yardım etmenizi istiyorum’. Burada da şu anda çok sıkışan bir Ukrayna var. Eğer bu gaz olayına onların beklediği şekilde bir çözüm ya da onlar kendilerini çok yalnız hissederlerse bu gazı kapatırlarsa ne olacak sorusunu Avrupa’nın kendine sorması lazım. Avrupa perişan olur. Şu mart sonuna kadar dünya darboğazda. Bir iki terminal arıza yaptı, çıkışları azaldı. Yaklaşık 100 milyon metreküplük bir arz sıkıntısı var, zaten LNG yok. Dolayısıyla Ukrayna üzerinden gelen Rus gazının kesilmesi Avrupa’yı perişan eder. Bunun şu aşamada yerini alacak bir şey de yok. Bu kriz nasıl şekillenecek, bilmediğimiz bir konu. Amerika şu anda tam kapasiteyle çalışıyor. Amerika’daki çıkışlara baktığımda son bir aylık dönemle son bir haftalık döneme baktığımızda yaklaşık 50 milyon metreküplük bir azalma Amerika tarafından var. Dünya LNG pazarına sunulan doğal gaz anlamında… Bazı yeni yatırımlar yaptılar ama onlar daha hayata geçmedi. Çok kısa vadede bu işi çözebilecek durumlar değil, çok ciddi gaz geliyor ve Ukrayna tarafından gelen gaza talep var.”
‘Türkiye’ye Rusya’dan gelen gazın sekteye uğrayacağını düşünmüyorum’
Çin ile Rusya’nın enerji bağlamında çok ciddi bağlantıları olduğunu söyleyen Doğan, asıl büyük etkinin Ukrayna’nın gazının kesilmesi durumunda oraya çıkacağının altını çizdi. Bu durumda petrolün doğalgazdan daha ucuz olabileceğine işaret eden Doğan’a göre, Türkiye’ye Rusya’dan gelen gazın sekteye uğraması söz konusu değil:
“Rusya, Çin ile yeni bir kontrat yaptı. İlave 10 milyarlık. Çin, eski Sovyet coğrafyası Türkmenistan’da çok güçlü, Kazakistan’dan transit boru hatlarıyla kendine gaz almaya başladı. Onu kullanarak Rusya ile pazarlık masasına oturdu, Sibirya boru hattını yaptı, finansmanına da katıldı. Şu an için Rusya ile ters duruma düşmesi Çin’in işine gelmez. Çünkü çok ciddi bağlantıları oldu hem Türkmenistan’da hem Kazakistan’da hem Rusya’da enerjiyle ilgili büyük bağlantıları var. Bundan sonra yakın duracaktır diye düşünüyorum. Doların etkisi bizi çok vurur. Biz içeride TL olarak satıyoruz, doların yükselmesi bize çok negatif etki yapar. Asıl çok büyük etki, yani Allah korusun demek lazım, Ukrayna’nın gazının kesilmesi durumunda fiyatları hayal etmekte güçlük çekiyorum. Bırakın Medvedev’in dediği fiyat seviyesini, onun çok daha üzerine çıkabilir. Petrol, doğal gazdan ucuz olabilecek bir şekle dönecek. Vergileri kaldırabilir. Ülkeler çünkü doğalgaz sıkıntısı yaşarlarsa, petrol türevlerine dönebilirler. Petrol türevleri açısından doğalgaz, petrol türevlerinin vergileri kaldırılırsa en fazla normal şartlar altında yüzde 30 ucuzuydu ama bugünkü duruma bakarsak bambaşka bir tabloyla karşı karşıyayız. Petrol türevlerine dönmeleri böyle bir fiyat yapısı altında Batılıların ilk düşünecekleri şey olacaktır. Gazın yanında yüksek petrol fiyatları bile düşük kalır. Bize Rusya’dan gelen gazın bir sekteye uğrayacağını düşünmüyorum. Çünkü bizim yazın da kışın da ihtiyacımız var. Rusya’nın da bize gaz satmaya ihtiyacı var. Böyle bir konjonktürde bizi arz güvenliği açısından etkileyecek bir durum düşünmüyorum ama fiyatlar açısında ciddi yukarı gidebilir. Bunun için de Türkiye’nin hızlı reaksiyon alması ve iyi planlama yapması gerekiyor. Kötü senaryoyu düşünerek bir planlama yapılması şart gibi duruyor. Sadece doğal gaz fiyatları değil, elektrik fiyatına da etkisi oluyor. Bol sulu bir kış yaşadık sayılır ama daha fazla su gelirse en azından doğal gaz ihtiyacımızı bir parça azaltabiliriz. Ama hiç kolay günler beklemiyor bizi. Böyle bir ortamda fiyatların düşmesini beklemek bir parça hayal gibi, umarım olmaz.”