Rusya Federasyonu, 2014 Maydan darbesi sürecinde bağımsızlığını ilan eden Donetsk ve Lugansk halk cumhuriyetlerini tanımasının ardından, yardım …
Rusya Federasyonu, 2014 Maydan darbesi sürecinde bağımsızlığını ilan eden Donetsk ve Lugansk halk cumhuriyetlerini tanımasının ardından, yardım anlaşması uyarınca yapıkları çağrılar üzerine geniş çaplı bir operasyon başlattı. Ukrayna ordusunun Batı’dan temin ettiği ağır silahlar ve mühimmatla haftasonunda ateşkes ihlallerini yoğunlaştırması ve Rusya topraklarına yönelik tacizlere atıf yapan Moskova, Birleşmiş Milletler Şartı’nın 51. madde uyarınca harekete geçtiğini duyurdu. Donetsk ve Lugansk cumhuriyetlerinin halk milislerinin başlattığı harekatı Rusya Federasyonu Silahlı Kuvvetleri de müdahil oldu.
Rusya Federasyonu lideri Putin, bunun ‘demilitarizasyon’ ve ‘nazilerden arındırma’ harekatı olduğunu söyledi. Yapılan açıklamalarda, 8 yıldır Donbass’ta savaşı sürdüren Ukrayna yönetiminde suçlara imza atanların bulunarak cezalandırılacağı kaydedildi.
Gelişmelerin siyasi ayağını Cumhuriyet gazetesi yazarı Mehmet Ali Güller ile konuştuk.
‘Ukrayna ABD’nin açtığı son cephe, Rusya cepheyi yarma harekatı yapıyor’
Mehmet Ali Güller’e göre, yaşananları SSCB’nin dağılmasıyla Amerika’nın tek kutuplu dünya düzeni kurma hedefinden yaklaşmak gerekiyor. ABD’nin Ukrayna’yı Sovyetler’den ayrılan ülkeler arasında NATO’ya katacağı son cephe yaptığını belirten Güller, Moskova’nın ‘kırmızı çizgilerini’ aşan bu durum karşısında ‘cepheyi yarma harekatı’ anlamına geldiğini vurguladı. Güller, ABD bölgede askeri çevrelemeye haz verirken, Rusya’nın uzun zamandır Minsk anlaşmalarını vurguladığı ve ‘güvenlik garantileri anlaşmalarını’ ortaya attığını anımsattı:
“Bu meseleye sadece bu sabah ya da son üç ayda olan gelişmelerden hareketle bakmak meselenin bütünün anlaşılmasını zorlaştıracaktır. Biz bu meseleyi, SSCB’nin dağılmasıyla Amerika’nın tek kutuplu dünya egemenliği oluşturma hedefleri düzleminden bakarak bugünü anlamaya çalışmazsak eksik kalır. Bugün Rusya bu askeri harekatla, Amerika ve NATO’nun Rusya’yı kuşatma harekatına karşılık bir son cephe üzerinden yarma harekatı yaptı. Yarma harekatı, bu kuşatmayı delen bir hat izlemesiyle ilgili. Bu son cepheden kastımız da Ukrayna. Ukrayna, ABD’nin son cephesi. Sovyetler’den ayrılan ülkeler içerisinde NATO’ya da dahil ederek iyice Rusya sınırına yaklaşmak istediği son cephe, deyim yerindeyse Amerika için de bir ‘satranç tahtası’ oldu. Putin artık Rusya’nın kırmızı çizgilerinin tamamen aşındığını ve bu noktadan sonra ‘Artık yeter’ dediği bir noktaya gelindiğini 3 aydır söylüyor. 3 ay önce aralık ayında Amerika ve NATO’dan güvenlik garantileri talep ederken de işin bu noktaya gelmemesi için talepte bulunmuştu. O talepler yerine getirilmedi. 3 aydır Rusya oyalanıyor. Ukrayna Dışişleri Bakanı’nın ifadesiyle geçen ay 1.5 milyar dolarlık silah geldiğini biliyoruz. Hibe edilenler var. Ukrayna etrafındaki NATO üyelerine yönelik bir tahkimat yapıldı, üsler inşa ediliyor. Baltık bölgesinden başlayarak Doğu Avrupa, Karadeniz, Gürcistan üzerinden Kafkasya’ya ve oradan Orta Asya’ya uzanacak bir hatta Amerika, Rusya’yı kuşatmak için bulunmaya çalışıyor. Yunanistan’da son dönemde yığınaklanmasından tutun Baltık bölgelerindeki hamlelerine kadar gizli saklı işler değil. Zaten Amerika’nın strateji belgelerinde bu var. Rusya’yı düşman olarak algılayarak bu metinlere Rusya’nın kuşatılmasını koymuş durumdalar. Rusya, ‘O zaman Ukrayna’da NATO üyesi olsun, burnumun dibine kadar gelin’ diyecek hali yoktu ve dememiş oldu. Bu noktaya gelmemek adına Ukrayna’ya uzun bir süre Minsk Anlaşmalarının uygulanmasını istediğini söyledi. Uygulansaydı en azından bu noktaya gelinmemiş olurdu ve Avrupa düzleminde soruna çözüm bulma süreci devam edebilirdi.”
‘Donetsk ve Lugansk 8 yıldır Ukrayna saldırısı altında, 14 bin insan öldürüldü, bugüne kadar kimse ‘ah savaş’ demedi’
Güller, ‘Savaşa hayır’ gibi söylemler dile getirildiğini oysa 8 yıldır Donetsk ve Lugansk’ta saldırı alında ölen insanlar için kimsenin ‘ah savaş’ demediğini vurguladı:
‘ABD Avrupa’da NATO aracılığı ile hegemonyasını tahakküm etmek istiyor’
Güller’e göre sivillerin hali ve çatışmaları umursamayan ABD için Ukrayna meselesi birkaç fonksiyonlu. ABD’nin Ukrayna’da Avrupa hegemonyasını tahkim için kullandığını belirten Güller, Kuzey Akım-2 projesinde Almanya-Rusya işbirliğinin bu sayede kesildiğini anımsattı. “Bugün gelinen noktada yaşananlar Amerika tarafından zorlanması nedeniyle oldu” diyen Güller, Ukrayna’nın yalnız bırakılmaktan çıkartacak dersleri olduğunu söyledi:
‘Maydan su götürmez ‘turuncu darbeydi’, Obama CNN’de açık açık rollerini söyledi’
Maydan olaylalrının su götürmez bir biçimde Amerikan ‘turuncu darbesi’ olduğunu söyleyen Güller, bunu Obama’nın CNN’de “Putin, ABD’nin Maydan’daki rolüne çok hazırlıksız yakalandı” sözleriyle ifade ettiğini anımsattı. Poroşenko’nun tartışılmaz biçimde NATO’cu iktidar getirme amaçlı olduğunu, Zelenskiy’nin ise ilk zamanlarda Minsk anlaşmalarını uygulamaktan bahsettiğini anımsatan Güller, ancak onun da ABD tarafından zorlandığını belirtti:
‘Amerika’nın işi duaya kalmış oldu’
Ne ABD’nin ne de NATO’nun askeri bir hamle yapamayacağı görüşündeki Güller, Biden’ın asker göndermeme açıklamasına atıfta bulundu. Güller’e göre, “Amerika’nın işi duaya kalmış oldu”ı:
“Savaş kışkırtıcılığının Amerika tarafından iki ay boyunca yapılma hedefinin ABD’nin ihtiyaçları açısından nedir anlayabilmiş değilim. Buradan Ukrayna’ya Rusya’yı kışkırtan bir hedefleri mi vardı? Böyle bir hedef varsa bundan ne umacaklar, buradan bir kazanç yok. Öyle diyerek Rusya’yı hiçbir taviz vermeden güvenlik garantilerine yanıt vermeden Rusya’yı caydıracaklarını mı düşünmüşlerdi, onun da olasılığı yoktu, olmadı. Bunu söyleyerek Batı içinde yeniden bir konsolidasyon, bir tahkimat, bir omuz omuza verme hali mi vermeye çalıştılar, emin değilim. Rusya karşısında Avrupa’da bir bölünme yaşandı. ‘Amerika bir şey yapıyorsa mutlaka altında bir planı vardır’ gibi genel bir Soğuk Savaş düzleminden kalma mantığıyla bakıldığı için bir mantık arıyoruz. Ama belki de Amerikan hegemonyası çözüldüğü için bir devlet perspektifinin de ortadan kalkıp günü kurtaracak bir bilgi terörü altında sürecin çaresizlik içinde götürülmeye çalışıldığı gibi bir durum vardır. Bunu önümüzdeki süreçte daha net anlayacağız. Putin’in askeri harekatı talimatı verdiği çok değil saat önce 6 saat önce Beyaz Saray açıklama yaparak ‘Hangi senaryo olursa olsun Amerikan askeri Ukrayna’da olmayacak’ dedi. NATO da gidemiyor. Amerika’nın işi duaya kalmış oldu.”
‘Yapabilecekleri işi Rusya karşıtlığına yönelik propaganda savaşına dönüştürmek’
Güller, askeri anlamda yapacakları bir şey yokken, ekonomik yaptırımların SWIFT olmadan Rusya’nın ‘çok da canını acıtmayacağı’ görüşünde. Güller’e göre Batı’nın yapabileceği ‘Rus işgali var’ diyerek işi Rusya karşıtlığına yönelik propaganda savaşına dönüştürmek:
“Askeri anlamda yapacakları bir şeyin olmadığı bir tablo yaşıyoruz. Ekonomik anlamda yapılanlarda, düne kadarki yaptırımları incelediğimde şu sonuca vardım. Rusya’nın ‘çok da canını yakacak’ şeyler değildi. Aşağı yukarı on yıldır yaptırım olarak zaten uygulanıyordu. Burada enerji ve SWIFT konusu topyekun Batı’nın hedefi haline getirilmediği müddetçe Rusya açısından yaptırımlar çok ciddi bir durum yaratmayacaktır. Batı’nın yapabileceği bir şey olmadığı bütün dünyaya bir ‘Rus işgali var’ diyerek Rus karşıtlığına yönelik propaganda savaşına dönüştürmek dışında yapabileceği bir şey yok.”
‘Amerikan kışkırtıcılığının, Amerika’nın ülkelerini bir satranç tahtasına dönüştürmesinin bedelini ödüyorlar’
Güller, Ukrayna halkının Amerikan kışkırtıcılığının bedelini ABD’nin ülkelerini satranç tahtasına dönüştürmesiyle ödüyor. Buradan bir çıkış aranması gerektiğini belirten Güller, bunun da ABD ve NATO’nun Rusya’nın istediği garantileri vermesinden geçtiğini vurguladı:
‘Şi Cinping ve Putin ortak bildirgelerinde güvenliğin bölünmezliğine işaret etmişlerdi’
Çin’in izlediği görüşlerin güvenliğin bölünmezliği ilkesine uygun olduğunu aktaran Güller, ülkenin ABD ve Batı’nın Rusya’yı kuşatma planını gördüğü ve hamlelerin bu perspektiften analizinin yapıldığı görüşünde:
“Şi Cinping ile Putin’in ortak bir bildirgesi vardı. Orada işaret ettikleri önemli konulardan biri güvenliğin bölünmezliği ilkesiydi. Bu ilke aynı zamanda yine tam o süreçte Lavrov’un AB’ye gönderdiği bir belgede de vardı. Çin’in izlediği görüşler aslında o güvenliğin bölünmezliği ilkesinin bir tezahürü olarak ifade edilen konular. Rusya’nın kendi güvenliği açısından haklılığına işaret eden siyasi argümanlar. Çin bunun aslında Amerika ve Batı’nın topyekun Rusya’ya yönelik bir kuşatma planı olduğunu görüyor. Bu nedenle de mevcut yapılan hamlelerin o perspektiften analizini yaptığını görüyorum bugünkü Çin Dışişleri Bakanı’nın açıklamalarından. Burada Amerika, Batı’yı Doğu’ya karşı kışkırtmanın bir aracı olarak ‘Çin askeri destek veriyor, Çin’in desteğiyle Rusya bu işleri yapıyor’ gibi bir programla bunu başlattı. Çin Sözcüsü buna da bir yanıt verdi. Böyle bir durumun olmadığını ama uygun bir üslupla Rusya’nın buna da ihtiyacı yok demeye getirdi. Tablo Çin açısından da böyle görünüyor.”
‘Ankara’nın tarafsızlığı esas alan bir politika izlemesinin zorunlu olduğu bir sürece girmiş bulunuyoruz’
Ankara’nın zikzaklı bir tutum takınan görüntüsüne atfen aslında tarafsızlığı esas alan bir politika izlemesinin zorunlu olduğu bir süreç olduğuna işaret eden Güller’e göre, ABD’nin Rusya’nın Karadeniz’e girişlerini Boğazları kapatarak Montrö’yü devreye sokmasını talep ettiği ve bunun bir tuzak olduğu görüşünde: