Her geçen gün katlanarak artan bir şekilde gelişen teknoloji, insanoğlunun hayatını yalnızca 20 yıl gibi kısa bir sürede kökünden değiştirdi …
Her geçen gün katlanarak artan bir şekilde gelişen teknoloji, insanoğlunun hayatını yalnızca 20 yıl gibi kısa bir sürede kökünden değiştirdi. Sadece 20 yıl içinde tek haneli sayı bile olmayan evlerimizdeki bağlantı hızımız bugün dört haneli sayılara çıktı, dünya üzerindeki her vatandaşın verileri internet ortamında yer edindi ve insanlık, cep telefonu ile tanıştı.
Telefon görüşmesinde bir devrim olan, santralde sıra beklemek gibi işkenceleri ortadan kaldıran cep telefonları, herkesin istediği an birbirine ulaşmasına aracı oldu. Günümüzde bir ihtiyaç olan telefonlarla Türkiye’de yapılan ilk görüşmeyse tam 28 yıl önce bugün yapıldı. Peki, Türkiye o gün cep telefonu görüşmesini sağlayacak hangi gelişmelere sahne oldu? Sonrasında neler değişti? Gelin, sizi ufak bir zaman yolculuğuna çıkaralım.
Türkiye, 1G teknolojisiyle tanışıyor
İlk nesil kablosuz telefon teknolojisi 1G, 1991 yılında araç telefonları aracılığıyla ülkemize giriş yaptı. Türkiye, bu teknolojiyle kabloya olan bağını ilk kez kopardı. Fakat 2008 yılında kullanımdan kaldırılan araç telefonları, kısa bir süre sonra başlayacak yeni teknoloji akımıyla popülerliği hiç yakalayamadı.
Kısa bir süre sonra 2G teknolojisi ülkemize giriyor:
1993 yılına gelindiğinde de Türkiye, ikinci nesil kablosuz telefon teknolojisi 2G’ye giriş yaptı. 2G’nin bir önceki nesil teknolojiye göre sunduğu en büyük avantajlar arasında daha yüksek ses kalitesi, yüksek kapasite, SMS (Kısa Mesaj Hizmeti) ve veri aktarımı bulunuyordu. Ayrıca 2G, cep telefonlarıyla görüşmeyi de mümkün kıldı.
27 yıl önce bugün: Dönemin Başbakanı ve Cumhurbaşkanı ilk cep telefonu görüşmesini gerçekleştirdi:
2G’nin ülkemize girmesinin ardından kısa bir süre sonra, 23 Şubat 1994 tarihinde, dönemin Başbakanı Tansu Çiller, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’i arayarak Türkiye’deki ilk cep telefonu görüşmesini gerçekleştirdi. Türkiye, cep telefonuna merhaba dedi.
Türkiye, dünyanın gerisinde kalarak 3G’ye merhaba dedi:
1998 yılında Japonya’da duyurulan, 2002’de ABD’de, 2003’te de Avrupa’da kullanılmaya başlanan 3G teknolojisi, ülkemize birkaç yıl geç geldi. Türkiye, 3G’ye 2009 yılında kavuşabildi. 3G ile birlikte hayatımıza çok daha yüksek hızlı veri transferi giriş yaptı. Bu sayede görüntülü aramalar ve cep telefonundan rahatça internette dolaşma gibi pek çok yenilik hayatımıza girdi.
Birkaç yıl daha geçti ve mobil bağlantı teknolojisinde yeni bir devrim yaşandı:
Mobil bağlantı teknolojisinin en büyük devrimleri arasında yer alan 4G, 2004 yılında yine 3G’nin çıktığı Japonya’da duyuruldu. 2009 yılında ABD’de de test edilmeye başlayan teknoloji, 2014 yılında gelindiğinde ABD’de geniş çapta kullanılıyordu. Fakat Türkiye, bu tarihte halen 3G teknolojisinden faydalanıyordu.
1 Nisan 2016 tarihinden itibaren ise Türkiye, 4G’nin kamuoyunda 4,5G olarak bilinen LTE Advanced Pro türüne resmen geçiş yaptı. 4,5G ile birlikte hayatımıza maksimum 300-450 Mbps mobil bağlantı hızı girdi, iletişim anlık bir işlem haline dönüştü.
Bu arada, Türk Telekom’un Ronaldo’lu reklamını hatırlayan çıkar mı?
Türkiye, 5G’ye henüz geçemedi:
Günümüzün en gelişmiş kablosuz teknolojisi olan 5G, özellikle 2020 yılında pek çok ülkede kullanıma sunuldu. Avrupa, Kuzey Amerika, Güney Amerika, Avustralya ve Çin gibi bölgelerde kullanıma giren 5G henüz yaygın durumda değil.
Öte yandan Türkiye, 5G teknolojisine 2023 yılında geçmeyi planlıyor.
Bugün Türkiye’de 84,6 milyondan fazla mobil abone var:
1991 yılında ilk cep telefonu görüşmesi yapılmışken, 28 yılın ardından neredeyse tüm Türkiye mobil hizmete abone olmuş durumda. BTK tarafından 2021’in 2. çeyreğine dair paylaşılan verilere göre Türkiye’deki mobil abone sayısı, 84 milyon 646 bin 943’e ulaştı.
