Türkiye’de son yıllarda hayata geçen dev projeler, muhalefet partilerinin hedefinde olmaya devam ediyor. Projelerin, hep aynı şirketlere …
Türkiye’de son yıllarda hayata geçen dev projeler, muhalefet partilerinin hedefinde olmaya devam ediyor. Projelerin, hep aynı şirketlere verildiğini ve hükümetin kendine yakın isimlerini zenginleştirdiğini iddia eden muhalefet, Çanakkale Köprüsü’nün açılışından sonra da iddiasını sürdürdü.
Daha önce de mega projelerin aynı müteahhit grubuna verildiğini öne süren muhalefet ve bazı medya organları; seçim öncesinde hükümeti yıpratmak için bu söylemlerini artırıyor. Türkiye’nin yurt dışında büyük projelerini de yürüten bu firmaların itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor.
Muhalefet ayrıca, yap-işlet-devret modelinden dolayı da hükümeti eleştiriyor. Ancak aşağıda bahsedeceğimiz üzere, Kılıçdaroğlu’nun bizzat kendisi de aynı modelle vaatte bulunmuştu. Ayrıca, modelden de kısaca bahsedelim. Yap-işlet-devret modeline göre, müteahhit firma bir kamu projesini hayata geçiriyor, belli bir süre işlettikten sonra bedelini tahsis ediyor ve söz konusu ürünü devlete devrediyor.
AK Parti Grup Başkanvekili ve Çanakkale Milletvekili Bülent Turan, geçtiğimiz gün TBMM’de söz konusu iddiaları çürüten bir konuşma yaptı. Turan, projeye ortak olan şirketlerden birinin CHP’li eski milletvekili Ersin Arıoğlu’na ait olduğunu söyledi. Diğer partilerden 2’si Koreli, biri ise Nihat Özdemir’e ait.
AVRASYA TÜNELİ’NDE DE İMZASI VAR
Ersin Arıoğlu’na ait Yapı Merkezi firması, İstanbul’un iki yakasını denizin altından birleştiren Avrasya Tüneli’nin yapımına da katkı sağlamıştı.
Şirket, yaklaşık 40 yıldır çok sayıda projede bulundu. Yapı Merkezi’nin internet sitesinde yer alan bilgiye göre, sanayi sitesi, fabrika, konut, metro, hafif raylı sistem, tramvay, demiryolu, baraj, tünel, viyadük ve köprü başta olmak üzere birçok alanda yurt içinde ve yurt dışında çok sayıda projede yer aldı.
Yapı Merkezi’nin içinde bulunduğu projeler arasında şunlar yer alıyor:
“İFTİRA ATTIKLARI KADAR İŞ YAPSALAR KEŞKE”
Turan, konuyla ilgili Haber7’ye özel açıklamalarda bulundu. Çanakkale Köprüsü’nün açılışının ardından iftiraların ortaya atıldığını belirterek şunları söyledi:
“Dünyanın en büyük asma köprüsü 1915 Çanakkale Köprüsü’nün açılmasıyla hepimiz mutlu olduk, gurur duyduk. Bununla birlikte açılıştan sonra artan üzücü açıklamalara, algılara, iftiralara şahit olduk. Bakıyoruz 4 firma bu işi yapmış; 2’si Koreli, 1’i Limak, diğeri eski bir CHP milletvekiline ait Yapı Merkezi firması. Yandaşlık, rant, kıyak bunun neresinde? Bu gibi temelsiz iddiaları konuşmanın kimseye faydası yok. İhale açık yapıldı, herkes öneride bulundu. Ayrıca ihaleyi alan firmalar da belli. Bizler, bu isimleri zikretmekten mahcup oluyoruz. Ama iftira atanlarda en ufak yüz kızarıklığı dahi yok. Bu aziz vatan için kim taş üstüne taş üstüne koyuyorsa baş göz üstüne.
Son olarak bazıları köprüye ilişkin Meclis’teki açıklamalarımızdan rahatsız olmuş. Aralarında tekzibe bile gerek duymadığımız yazarlar da var. İstedikleri kadar anlamamazlıktan gelsinler, çarpıtsınlar. Normal ihalelerdeki yatırımlar bütçeden tüm vatandaşlarımızca eşit oranda karşılanır. Yap-işlet-devret modelinde ise yatırımı kullananlar daha fazla ödeme yapar. Söylediğimiz bu. Bizler hakikatleri birilerinin yüzüne çarpmaya, Türkiye’yi daha güçlü yarınlara taşıyacak yatırımlarımıza devam edeceğiz.”
ALGI OPERASYONLARI, İDDİALAR VE İFTİRALAR
Bülent Turan’ın açıklamaları, CHP’nin başını çektiği muhalefet partilerinin hükümeti projeler üzerinden algı operasyonlarıyla hedef aldığı iftiraları ve çelişkili iddiaları akıllara getirdi.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 12 Eylül 2020’de yaptığı açıklamada, yeni metro projesinin yap-işlet-devret modeliyle yapılacağını şu sözlerle duyurmuştu:
“İstanbul’da 12 ilçeyi geçerek havalimanlarını birbirine bağlayacak hızlı metro yapacağız. 5 milyar dolarlık proje yap-işlet-devret modeliyle hayata geçirilecek.”
Bugün yap-işlet-devret modeline yüklenen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da İBB Başkanlığı’na aday olduğu günlerde projelerini bu modelle yapacağını söylemişti.
KILIÇDAROĞLU’NUN “İHALE” İFTİRASINA ERDOĞAN’DAN YANIT: YALANCILIĞINI İSPAT ETTİN
Kılıçdaroğlu ayrıca, iki yıl arayla üç kat fiyat farkıyla yapılan ihale ile kamunun 6 milyar TL zarara uğratıldığını iddia etmişti. Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz Ocak ayının son günlerinde sosyal medya paylaştığı bir videoda, 2018’deki ihaleye 15 firmanın katıldığını ve ihale bedelinin 3 milyar 198 milyon 743 bin TL olduğunu söylemişti. İhalenin daha sonra iptal edildiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, “Çünkü beşli çeteden değil” demişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise, Kılıçdaroğlu’nun iftirasını, “Bir kağıt gösteriyor, altında güya benim imzam var. Ben ihalelere imza atmam Bay Kemal, yalancılığını ispat ettin” sözleriyle çürütmüştü.
AKŞENER VİYADÜK-TÜNELLE BİR TUTTU
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ise, Çanakkale Köprüsü’nün km maliyetinin 900 milyon dolar olduğunu iddia etti ve Hong Kong ile Çin’i bağlayan köprünün maliyetinin 360 milyon dolar olduğunu söyledi. Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu, “Biri viyadük-tünel, diğeri dünyanın en uzun asma köprüsü, km maliyeti ise 418 milyon dolar” yanıtını verdi.
Hükümeti her fırsatta eleştiren CHP’li belediyeler ise, kendi içlerindeki skandallarla çok kez gündeme geldi. CHP’li belediyelerdeki usulsüzlükler ve ihale skandallarına birkaç örnek verelim: