ABD’nin California eyaletinin Los Angeles kentinde bir mahkemede görülen davada, bölge savcılık yetkilileri, 1983’de tecavüz edildikten sonra …
ABD’nin California eyaletinin Los Angeles kentinde bir mahkemede görülen davada, bölge savcılık yetkilileri, 1983’de tecavüz edildikten sonra öldürülen Roberta Wydermyer adlı kadının cinayetine ilişkin davanın yanı sıra iki cinayete teşebbüsten Maurice Hastings’in ömür boyu hapse çarptırıldığını anlattı.
Yetkililer, Wydermyer’in vücudundan alınan örneklerde sperme rastlandığını anımsatarak Hastings’in geçmişteki DNA testi taleplerinin reddedildiğine dikkati çekti.
Bölgedeki savcılar ve Hastings’in avukatlarının talebiyle 20 Ekim’de bir duruşma yapıldığını aktaran yetkililer, 69 yaşındaki Hastings hakkındaki müebbet kararının bozulduğunu söyledi.
Yetkililer, haziranda yapılan DNA testi sonucunda maktulün vücudundaki spermin Hastings’e ait olmadığının tespit edildiğini açıkladı.
“ÖMRÜM VARKEN HAYATIN TADINI ÇIKARMAK İSTİYORUM”
Maktulde bulunan spermin, adam kaçırma ve taciz gibi suçlardan cezaevine giren başka birine ait olduğunun belirlendiğini kaydeden yetkililer, bu kişinin 2020’de hayatını kaybettiği bilgisini paylaştı.
Böylelikle 38 yıldan uzun bir süreden sonra demir parmaklıklardan kurtulan Hastings düzenlediği basın toplantısında, bugünün gelmesi için uzun yıllardır dua ettiğini dile getirdi. Hastings, “Kimseyi suçlamıyorum, burada küskün bir adam olarak da durmuyorum ama sadece ömrüm varken hayatın tadını çıkarmak istiyorum.” dedi.
“FELAKET BİR ADALETSİZLİK”
Bölge Savcısı George Gascon, yaptığı açıklamada, Hastings’e olanların felaket bir adaletsizlik olduğunu belirtti.
Adalet sisteminin mükemmel olmadığını kaydeden Gascon, yeni bir delil öğrenildiğinde hızlıca harekete geçmelerinin görevleri olduğunu ifade etti. Roberta Wydermyer, 1983’de tecavüz edildikten sonra başından tek kurşunla vurularak öldürülmüştü.