Bu oyunlardan hangileri gerçekten kötü eleştirileri hak etti veya hak ettiğinden daha kötü değer gördü bu tartışılır bir konu. Fakat bilinen bir …
Bu oyunlardan hangileri gerçekten kötü eleştirileri hak etti veya hak ettiğinden daha kötü değer gördü bu tartışılır bir konu. Fakat bilinen bir şey var ki hepsinin kendince bazı kusurlu yanları mevcuttu. Tabii ki iş kusur aramaya gelince her şey oldukça kolaylaşıyor.
Fakat şu bilinmeli ki listemizde yer alan oyunlar çıkış yaptığında oynayan oyuncular genelinde kötü eleştirilere, yorumlara maruz kalıp kendi çapında olaya neden olan oyunlar. Bizde bu sebepten 2021 yılının en kötü ve olaylı oyunlarını derlemeye karar verdik.
2021 yılının en kötü oyunları:
Left 4 Dead’in ruhani devamı: Back 4 Blood
Left 4 Dead’in geliştirici ekibinin elinden çıkan Back 4 Blood, uzun süredir Left 4 Dead bekleyen insanlar için bir anda tünelin sonundaki ışık gibi parlak bir hale geldi ve birçok kişi merakla bu oyunu beklemeye başladı Temel Left 4 Dead mekaniklerine sahip olup üstüne bir şeyler katmak isteyen Back 4 Blood, lansmanında büyük bir başarı elde ederken birçok hayran genel deneyimi idealin altında buldu.
Turtle Rock, oyunun çok zor olacak şekilde ayarlandığını ve tasarlanandan çok daha sık özel zombileri ortaya çıkardığını itiraf etti. Oyunun PvP modu ise beklenenin çok daha altında bir performans sergiledi. İnsanlar klasik bir Left 4 Dead PvP’si yerine daha detaylı ve geniş kapsamlı düşünülmüş birşeyler bekliyordu. PvP kısımları bir yana asıl problem oyunun PvE kısmında başlıyordu. Tek başına oynamak oynamak isteyenler maalesef başarımların bir çoğunu açamıyorlardı.
Nedendir bilinmez oyun içerisindeki başarımların büyük bir kısmı oyunu mecburi olarak çevrimiçi bir oyun deneyimine zorluyordu. Sadece birkaç başarım olsa bu durum çok göze batmazdı fakat işin içine başarımlar ile açabileceğiniz ekstra karakterler de dahil olunca oyuncular isyan ettiler Turtle Rock sorunlar üzerinde çalışırken kemik kitle oyunun çıkışındaki durumundan dolayı oldukça hayal kırıklığına uğradı
Çok hızlı yükselip çok hızlı inişe geçen oyun: New World
New World, gerçekten oldukça iyi bir çıkış yaptı. Nitekim işin arkasında Amazon gibi dev bir firmanın olmasının getirisi olsa da, çıkış yaptığı ilk hafta hatta ilk ay oyun dünyasını kasıp kavurdu adeta. Fakat maalesef bu durum çok da uzun sürmedi. Oyunun karşılaştığı ilk ve muhtemelen en büyük sıkıntısı sunucuların az olması ve sunucu kapasitelerinin maksimum 2000 kişilik olmasıydı. İlk hafta oyuna girmek neredeyse imkansızdı. Saatlerce beklenen sunucu kuyrukları bir yana o kadar saat bekledikten sonra oyunun hata verip sizi oyundan atması da işin cabası oluyordu. Birçok oyuncu inanılmaz derecede isyan etti bu duruma. Amazon ise çözümü sunucu sayılarını arttırmakla halletmeyi denedi. Bu durum bir yere kadar işe yaradı fakat hala stabil sunucularda kuyruk sırası yaşayabiliyordu.
Bu olayların ardından ikinci perde oyun uzun soluklu oynanmaya başladığında denk geldi. Oyunun dünyası Aeternum kesinlike güzel bir dünya. Gezmesi ve dolaşması eğlenceli bu bir gerçek. Fakat dünyanın büyüklüğü ve oyunda binek olmayışı gerçekten işleri bir zaman sonra yorucu bir hale getirmeye başladı.Hızlı seyahat noktaları tabii ki mevcut. Fakat spesifik bir şekilde elde edilen özel bir birim harcıyor.
Görev sistemi ise oyuncuları soğutan bir başka detay oldu. Görevlerin çok sığ olması, görevlerin kendini tekrarlaması ve yaratık çeşitliliğinin az olması bir MMORPG oyununun başlangıç kısmını oluşturan gelişme evresinin çok sıkıcı ve aynı zamanda yorucu geçmesine neden oluyor. Bunların üstüne bir de bazı buglar ve hatalar eklenince oyuncuların bir çoğu isyan etti ve oyunun popülerliğini de sarsmış oldu.
Mutiplayer modu sonu oldu: Battlefield 2042
Battlefield, oldukça köklü bir FPS oyun serisi. Artık rutin bir şekilde neredeyse her sene 1 tane görsek de bir şekilde oyunculara kendini sevdirmeyi başarıyordu. Bu senede senaryonun aynı şekilde olacağını düşünülüyordu. Fakat genel oyun satış sebebi olan multiplayer modunun sahip olduğu sorunlar oyunu oldukça sarstı. Eski oyunlara kıyasla eksik çıkan Multiplayer modu birçok oyuncuyu üzmüş, aynı zamanda da sinirlendirmişti. Skor tahtasının olmaması, temel oynanıştaki değişiklikler, silah türlerinin az olması, oyundaki sınıf sisteminde yapılan değişiklikler gibi birçok can sıkan olay çok kısa bir sürede tüm oyuncuları rahatsız etmeye başladı. Bunların üstüne bir de birkaç glitch ve bug eklenince Battlefield 2042’nin adı biraz kötü anılmaya başladı.
Her şeyi denerken hiçbir şeyin tam olmaması: Biomutant
Just Cause gibi popüler serilerde adlarını bahsettiren Avalanche Studios’un eski çalışanlar toplanıp kendi oyunlarını çıkarmaya karar verdiler. Experiment 101’in kurulması ile birlikte Biomutant’ın da lansmanı yapıldı. Sadece hayvanlar üzerine kurulu olan aksiyon rpg öğeleri ile süslenmiş bu oyun, aynı zamanda kıyamet sonrası bir dünyada geçiyordu. RPG tarafının oyunda ne kadar ağırlığa sahip olacağı tartışılır bir konu olsa da dışardan bakıldığında herkes için umut vaat eden bir oyun olarak gözüküyordu.
Biomutant, Experiment 101 için finansal anlamda başarılı bir oyun olmasına rağmen, oyun mekaniklerinden ve oyunun kullanmaya çalıştığı özelliklerin detayından dolayı eleştirmenlerden çok da güzel yorumlar almadı. Biomutant her şeyi yapmayı deneyip hiçbir şeyi tam olarak mükemmelleştirememiş bir oyun olarak göründü. Oyunun sahip olduğu özelliklerin bir hayli cilalanması gerekiyordu. Hikayenin çok etkileyici olmaması, bulmacaların çok sınırlı olması gibi detaylar bir süre sonra oyunun oldukça kendini tekrar etmesine de sebep veriyordu. Sonuç olarak: Biomutant oldukça ilginç bir tasarıma ve oldukça büyük bir potansiyele sahipti fakat sonucu hiç kimsenin istediği gibi olmadı.
Tek kişillik suikastçiliken klişe Co-op oynanışa geçiş: Aragami 2
Ne hikmetse devam oyunlarının serinin eski oyunları ile aynı tadı vermemesi günümüzde çok sık rastlanır bir durum oldu. Bu durum oyuncuların burun kıvırmasından mı yoksa oyunun gerçekten kötü çıkmasından dolayı mı pek biliinmez fakat bilinen şu ki Aragami 2 maalesef bahsi geçen konunun kurbanı olan bir oyun.
Orjinal oyunun ninja olduğunuz ve sürekli gizlilik ile hallettiğiniz aksiyonu, aynı zamanda oyuncuların gerçekten rol yapma öğesi taşıyan bir moda bürünmesine sebep oluyordu. İlk oyunun elde ettiği başarıdan sonra 2. oyunun da ilk oyunun rüzgarı ile seven kitleyi memnun edeceği düşünülürken hayal kırıklığı kaçınılmaz oldu.
Kağıt üzerinde, Aragami 2’de arkadaşlarınızla yapabileceğiniz pek çok aktivite barındırıyor. Fakat sıkıcı ve tekrarlayan görevleri, cansız hikayesi ve göz ardı edebileceğinizden daha fazla hatalar sayesinde Co-op umut vaat edip insanı hayal kırıklığına uğratıyor. Oyun hala kendi içerisinde eğlenceli fakat keslinlikle umutları yeşertmiyor.
Üzücü bir devam oyunu: King’s Bounty 2
1990’da piyasaya sürülen King’s Bounty’nin doğrudan devamı olan King’s Bounty 2, ilk oyunun mirasçısı olmaya layık görülmeyen başka bir oyun. 2008’de çıkan bir spin-off oyunundan sonra heyecan ve merak rüzgarını arkasına alan oyunumuz King’s Bounty 2’de bu beklentiyi karşılayamadı.
King’s Bounty 2’nin karşılaştığı en büyük sorun oldukça standart gözüken bir RPG olması gerçeğiydi ve oyunun neredeyse kült bir oyun olarak görülmesi bu gerçeğin varlığını oyuncu tarafında daha da rahatsız edici yapıyordu. Hikaye ise gerçekten kendi içerisinde klişeler barındırıyordu: Oyuncunun kral tarafından affedilen bir mahkum rolünü üstlendiği ve yalnızca kehanette bulunan bir kurtarıcı olduğu için destansı bir göreve gönderilmesi… Oyunun geri kalanı, grafiklerden karakterlere kadar makul bir seviyede fakat oyunun tamamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde maalesef başarısız oluyor ve sonunda elinizde kalan şey ise soluk bir oynanış oluyor.
Yeni Rocket League olmak isterken neredeyse her şeyi kaybeden oyun: Destruction – Allstars
Her zaman kendine has bir fan kitlesi barındıran araçlı savaş oyunlarının yeni üyelerinden bir olan Destruction – Allstars için birçok kişi çok heyecanlıydı. Üstelik geliştirici firmanın anlattıklarına göre oyun, ücretsiz ve mevsimsel güncellemeler yoluyla oyunu güncel tutarak elde ettiği oyuncu kitlesini elinde tutmayı planlıyordu. Fakat maalesef oyun birçok kişinin umduğu bir sonraki Rocket League rolünü üstlenemedi.
Oyunun karşılaştığı ilk problem klasik oyun fiyatlandırmasından 10 dolar yüksek olması yani 69,99 $ fiyat etiketi belirlenmesiydi. PS5’de yaşanan bir problem yüzünden çıkışı Şubat ayına ertlenen Destruction Allstars bir sonraki fiyat artışı uygulanıncaya kadar Playstation Plus oyunu olarak kaldı.
Oyun istenildiği gibi piyasada olsa da hayranlar ve eleştirmenler, yalnızca dört oyun moduyla içerik eksikliği ve temel oyundan ayrı maliyetle gelen sınırlı içerikleri nedeniyle deneyimin en iyi ihtimalle ortalama olduğunu düşündüler. Oyun o zamandan beri aylar içinde yeni içerikler alsa da, oyuncu kitlesinde büyük kayıplar yaşadığı için şu an oldukça düşük bir kitleye sahip. Hatta öyle ki çoğu kişi sadece yapay zekaya karşı oynadığından bile bahsediyor.
Kavram karmaşasına sahip karanlık bir dünya: Werewolf The Apocalypse – Earthblood
Aksiyon oyunlarındaki yoğun savaş sahneleri esnasında sürekli altyazı okuma gerekliliğini her zaman garipsemişimdir. Üstelik Earthblood gibi karanlık dünyaya sahip bir oyunsanız, bu aksiyon sahneleri sırasında net bir şekilde hem savaşıp hem altyazıyı okusanız bile anlayamayabilirsiniz. Çünkü Earthblood sahip olduğu ortamın yoğun bilgisini açıklamak için hiç duraksamıyor ve bu durum kavram karmaşasına sebep oluyor.
Daha da kötüsü başka yapılan bir incelemede oyunun grafiklerinin çok geride kalmış olduğunu ve animasyonların da çok sert ve özensiz gözüktüğü belirtiliyor. Ayrıca oyunun sahip olduğu gizliliği ve aksiyonu, başka oyunlarda daha etkili yürütülen mekanikler üzerine kurulu olması bir tık hayal kırıklığına uğratıyor Eleştirmenler Earthblood için çoğu oyuncudan biraz daha insaflı olsa da başlık en iyi ihtimalle bunaltıcı olarak yorumlanıyor.
DnD evreni dediler geldik ama… Dungeons and Dragons: Dark Alliance
DnD evrenin geçen bir oyunun kötü olması için gerçekten birşeylerin oyun içerisinde yanlış olması lazım. DnD evreni oldukça kült ve seveninin bol olduğu bir evren. Aslında ilk tanıtımında oldukça umut vaat eden oyunumuz Haziran ayında çıkış yaptıktan sonra pek çok kişi tarafından oyun, sıkıcı bulundu. Oyun içerisindeki savaşlar çok kendini tekrar ediyordu, hikaye cansızdı ve oyunu çoklu oyuncu moduna zorlayan garip bir zorluk artışı vardı. Bunun üstüne birde deneyimi baltayalacak türde hatalar ve sorunlar eklenince oyunun çıkışı hüsran ile sonuçlandı.
Deneyimler şüphesiz hayal kırıklığı yarattı. Özellikle de Dungeons and Dragons evrenini sevenler bile çok iyi yorumlarda bulunamadı. Neyse ki geliştirici Tuque Games, oyunu düzeltme planlarını özetleyen bir bildiri yayınladı ve süreci birkaç ay önce başlattı.
İkonik bir macera yerine üzücü bir deneyim: Balan Wonderworld
Sonic’in yaratıcısının elinden çıkan Balan Wonderworld, ilk bahsedildiğinde oldukça büyük potansiyele sahip bir oyundu. 12 bölümden oluşan bir platform oyunu olan Balan Wonderworld, Nights Into Dreams gibi Naka’nın eski çalıştığı oyunlardan esintilerde taşıyordu. Klasik macera oyunlarında gördüğümüz koleksiyon parçaları bulmak, bulmacalar çözmek, yeni yetenekler ve kostümler kazanmak gibi detayları ve daha fazlasını sandbox bir ortamda sunmayı amaçlayan Balan Wonderworld, bunların hepsini yaparken aynı zamanda gerçekten Balan isimli oyunun ikonik karakterinin rehberliği altında yapıyordu.
Fakat maalesef ki her çıkan oyun efsane niteliğini taşıyamıyor. Oyunun çıkışından sonra hayranların ve eleştirmenlerin denemesinin sonucu Balan Wonderworld’e fena patladı ve oyun negatif eleştiri yağmuruna tutuldu. Eleştiriler büyük ölçüde tek düğmeli kontrol şemasının rahatsızlığı yüzündendi. Oyun ayrıca bir sürü yetenek değiştiren kostüm içeriyordu, ancak birçoğu çok çabuk unutulabilecek tarzdaydı ve tanıtıldıkları kadar hızlı bir şekilde kenara atılıyordu. Oyunun son hali maalesef hiç iyi anılmadı ve birçok kişi “bırakın para vermeyi oynamak için üstüne para almanız gerekiyor” gibi atıflarda bulundu.
Yeni br Cyberpunk 2077 vakası mı? Grand Theft Auto: The Trilogy – The Definitive Edition
Dışardan bakıldığında eski ve sevilen GTA oyunlarının günümüze uyarlanacak şekilde tek bir çatı altında toplaması gerçekten çok heyecan verici bir durum. Grand Theft Auto 3, Grand Theft Auto: Vice City ve Grand Theft Auto: San Andreas’ı birleştiren geliştirici Grove Street Games, oyunun aydınlatmasını, sürüşünü, HUd’sini karakter modellerini ve daha fazlasın güncellemeye çalıştı. Ancak, sürüm aksaklıklar, hatalar, şüpheli görseller ve daha fazlası dahil olmak üzere her türlü sorunla gölgelendiğinden işler plana göre gitmedi.
Serideki birçok oyun adeta bug’lar ile dolu bir kazan içerisinde kaynayan bir çorba gibiydi. GTA: San Andreas’ın nesnelerin içinden geçebilmenizi sağlayan bug’ı bir yana, aynı zamanda gözlerinizi de bir hayli yoran yağmur efektleri de dahil olmak üzere, birçok varolan görsel aksaklık çok hızlı bir şekilde internette yayıldı ve birçok kişi oyunu denemeyi bile düşünmedi.
Hayranlar, bu sevilen oyunların bazılarında mevcut olan birçok sorundan dolayı tamamen hüsrana ve hayal kırıklığına uğradı.Üstelik yeni çıkacak olan Trilogy sebebiyle bu oyunların eski versiyonları da satıştan kaldırılmıştı. Bu durumla birlikte İşler o kadar kötüye gitti ki Rockstar sadece özür dilemekle kalmadı, aynı zamanda dijital mağazalardan daha önce kaldırılan orjinal Grand Theft Auto oyunlarını geri getireceğine söz verdi. Yamalar ve güncellemeler dağıtılmaya başlasa da, birçok hayran Trilogy’yi bu yılın Cyberpunk 2077’si olarak nitelendirmeye başladı.