Antalya’da yaşayan üç çocuk annesi Gülsen Yalçın Yılmaz’a 2016 yılında lösemi teşhisi koyuldu. Doktorlarının 10 yıl ömrü kaldığını söylemesine …
Antalya’da yaşayan üç çocuk annesi Gülsen Yalçın Yılmaz’a 2016 yılında lösemi teşhisi koyuldu. Doktorlarının 10 yıl ömrü kaldığını söylemesine rağmen yaşam sevincini yitirmeyen Yılmaz, 4’üncü üniversiteden mezun olmaya hazırlanıyor.
Eskişehir’de üniversitede okurken Güngör Yılmaz ile tanışıp evlenen Gülsen Yalçın Yılmaz, 1999 yılında kızı Ecem’i dünyaya getirdi. Yılmaz, 2000’de Anadolu Üniversitesi’nde örgün lisans eğitimi gördüğü iktisat bölümünden mezun oldu. Ecem’e 7 yaşındayken diyabet Tip 1 teşhisi koyulmasıyla hayatını kızına adayan Yılmaz, aynı dönemde Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Sosyal Bilimler Bölümü’nde öğrenim görmeye başladı. Yılmaz, bu bölümü de 2009 yılında bitirdi.
ÇOCUĞU İÇİN SOSYOLOJİ OKUDU
Gülsen Yalçın Yılmaz, diyabetli kızına destek olması için ikinci çocuğunu dünyaya getirmek istediklerini sonrasında erkek ikizleri olduğunu söyledi. 2 yaşına geldiklerinde ikizlerin davranışında anormallikler fark ettiğini belirten Yılmaz, Emir Baran’a asosyallik nedeniyle davranış bozukluğu, Yiğit Tufan’a ise yüzde 90 ağır otizmli teşhisi koyulduğunu anlattı. Yılmaz, otizmli çocuğu için özel eğitim derslerine başladıklarını aktardı. Her sabah sırayla çocuklarını kreşe, okula ve özel eğitim rehabilitasyona bıraktığını belirten Yılmaz, otizmli çocuğuyla toplumda karşılaştığı zorluklar nedeniyle Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi’nde Sosyoloji Bölümü’nü okuyarak, 2014 yılında mezun olduğunu kaydetti.
LÖSEMİYE YAKALANDI
Formasyon eğitimi almak için 2016 yılında 2 haftada 3 gün Kahramanmaraş’a gittiğini anlatan Gülsen Yalçın Yılmaz, bu sırada elinde ve boynunda anormal şişlikler oluşması nedeniyle hastaneye başvurduğunu belirtti.
Yılmaz, “Kan tahlillerimdeki anormallikler değişimler nedeniyle bana lösemi teşhisi koyuldu. Sıfırıncı evreydi. Normalde ilk evreden ikinci evreye geçerken, bende 1 senede sıfırıncı evreden 4’üncü evreye geçti. Teşhisim sırasında doktorlar bana 10 sene ömrüm kaldığını söyledi. 6 ayda 59 kemoterapi aldım. Yılmadım, ayakta durdum hatta ağlamadım. Sadece 1 gün tek başıma kaldığımda ağladım ama sonra hep ayağa kalktım. Silkindim çünkü anne ayakta kalmazsa o çocuklar ayakta kalmaz. Makyajımı yaptım, saçımı boyadım. Sabahında kemoterapi almak için hastaneye yattım. Hastaneden çıktım ertesi gün çocuklarımın yanında kalktım. Onlarla oturdum. Ne kadar moralim bozuk da olsa ne kadar halsiz de olsam onlarla hep birlikte olmaya çalıştım” dedi. Eşinin 2019 yılında iş değiştirmesi nedeniyle İstanbul’dan Antalya’ya taşındıklarını belirten Yılmaz, 4’üncü üniversite olarak, uzaktan eğitimle İstanbul Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü’ne başladığını söyledi.
Yılmaz, “Şu an 3’üncü sınıftayım fakat 4’üncü sınıfın tüm derslerini üstten aldım. Eğer stajı da erken verirlerse inşallah erken mezun olacağım. Hep ayakta kaldım. Hep çocuklarımla uğraştım. İnsanlarla iletişim kurdum. Normalde evden çok çıkan bir insan değilim. Evde salon ve mutfak arasında mekik dokuyan, 3 ayda bir doktor kontrolü için evden çıkan bir insanım. Onlarla bir arada hep güçlü oldum. Önce kendim ayakta kalmam gerekiyordu. Daha sonra çocuklarıma her türlü destek oldum ve gayret ettim” diye konuştu.
“DERTLERİMİ KİTAPLARLA PAYLAŞTIM”
Pandemi nedeniyle çocukların uzaktan eğitim gördüğünü, bu nedenle onlara evde eğitim verdiğini anlatan Gülsen Yalçın Yılmaz, Evde bir yazı tahtam var. Otizmli oğlumun ve diğer oğlumun eğitiminde yardımcı oldum. Yeri geldi üniversitede okuyan kızımın derslerine de müdahil oldum.
Arkadaş, anne ve eğitmen olarak ilgilendim” ifadelerini kullandı. Hayattaki tüm zorlukları kitap okuyarak unuttuğunu vurgulayan Yılmaz, “Psikologlara gidip yarım saat görüşüp o anki sıkıntılarımı anlatmak yerine ben dertlerimi kitaplarla paylaştım. Okurken kafam dağıldı. Evdeki hastalıkları unutarak okumaya yoğunlaştım ve ayakta kaldım. Hayata tutundum. Doktorum bana 10 yıl ömür vermişti, geriye 4 yılım kaldı” dedi.
“ANNEM HİÇBİR ZAMAN PES ETMEDİ”
Ecem Yılmaz ise annesinin hayatında rol model olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu: “Annem hayatımda tanıdığım en azimli, en çalışkan, en kararlı insan. İnsanların hep rol modelleri ebeveynleridir. Annem de benim her zaman rol modelim olmuştur. Gerek azmiyle gerek karşılaştığı zorluklara karşı mücadelesiyle. Yaşadığımız onca zorluk oldu, bir sürü hastalık geçirdik buna rağmen annem hiçbir zaman pes etmedi. Her zaman çalıştı. Her zaman bir önceki günden daha iyisi olmak için çabaladı.” (DHA)